Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/37475 E. 2014/2640 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/37475
KARAR NO : 2014/2640
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : Kilis 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2012
NUMARASI : 2011/346-2012/486

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dava, davacının davalıya ait işyerinde iş sözleşmesiyle çalıştığı sürelerde kullandırılmayan yıllık izin karşılığı ücretler alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı işveren, istemin zamanaşımına uğradığını ve davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını bu sebeple yıllık izin hakkının doğmayacağını savunmuştur.
Mahkemece işin süreklilik arzetmesi, kadroya alınmasından önceki işin de aynı olması işin niteliği gereği mevsimlik iş olmadığı kabul edilerek yıllık izin haklarının çalıştığı sürelere göre verilmesi gerektiği yönünde hesap yapan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun’un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Somut olayda davacının işyerine mevsimlik işçi olarak işe girdiği ve kadroya geçtiği tarihe kadar da mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre, davacının yıllık çalışmaları kadroya geçmeden önce genelde 360 günün altında kalarak değişmiştir. Davacıların İl Özel İdaresine geçemeden önce Köy Hizmetleri Genel Müdürülüğü mevsimlik işçi olduğu ve hizmet bildirimlerine ve işe giriş çıkışlarına yıllık çalışma süre ve şartlarına göre çalışmalarının mevsimlik olduğu açıktır. Davacı işçinin davalı iş yerinde geçen çalışmalarında yılda 11 ayın üstünde çalıştığı süreler bakımından işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. (HGK03.11.2011 gün 2011/9-596 esas 2011/8725 karar)
O halde davacının 11 ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık izin hakkının doğduğu, 11 ayın altında çalışmaların geçtiği yıllar açısından ise yıllık izin hakkının bulunmadığı dikkate alınarak izin alacaklarının hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin mevsimlik iş olmadığı gerekçesi ile çalışılan tüm süreler için izin ücreti alacağının hüküm altına alınması bozma sebepidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.