Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3738 E. 2014/2439 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3738
KARAR NO : 2014/2439
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/938-2012/1376

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının ihmali ve dikkatsizliği nedeni ile üretimi yapılan gözlük camlarının hurdaya atılmasına neden olduğunu, iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini ve ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren işçinin ve trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir.
İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
Bu noktada zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin 30 günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 sayılı Kanun’da herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir.
30 gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin 30 katı tutarı dikkate alınmalıdır.
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan 30 günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir.
Zararın 30 günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
Somut olayda, davalı işveren işyerinde 06.01.2010-26.07.2011 tarihleri arasında üretim işçisi olarak çalışmış olan davacının iş sözleşmesi, ihmali ve dikkatsizliği nedeni ile üretimi yapılan gözlük camlarının hurdaya atılmasına neden olduğu ve davalıyı 1.300,00 TL zarara uğrattığı gerekçesi ile feshedilmiştir. Mahkemece, fesih nedeni, davacının kusuru ve meydana gelen zarar yönünden yeterince inceleme ve araştırma yapılmadan davalı tanık anlatımı esas alınarak feshin haklı nedene dayanmadığı kanaati ile kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Aralarında davalı şirketin iştigal alanında uzman bir kişinin de yer aldığı üç kişilik bilirkişi heyeti ile davalı işveren işyerinde keşif yapılarak, işyerinde gerçekten daha önce de aynı şekilde vernikleme işlemi yapılmasına izin verilip verilmediği, davacının vernikleme işlemi nedeni ile meydana gelen hurdaya çıkma olayında kusuru bulunup bulunmadığı, kusuru varsa işverenin uğradığı zarar miktarı ve zararın davacının 30 günlük ücretini aşıp aşmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı tespit edilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Davacı işçinin ücret alacağı bulunup bulunmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin 26.07.2011 tarihinde feshedildiğini ve temmuz ayı ücretinin ödenmediğini iddia ederek ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Davalı tarafından dosyaya sunulan banka dekontuna göre, davacının ücretinin 30.07.2011 tarihinde maaş hesabına yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davacının ücret alacağı dava açıldıktan sonra ödenmiş olup, bu alacak kalemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile mükerrer ödemeye yol açacak şekilde alacağın kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.