Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/37249 E. 2014/248 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/37249
KARAR NO : 2014/248
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/09/2013
NUMARASI : 2013/95-2013/562

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçersiz olarak feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve diğer kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 11.01.2013 tarihli Uyuşmazlıkları Çözme Yüksek Komitesi kararınca geçerli sebeple fesih edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde işletmenin, işyerinin veya işin gerekleri kavramına yer verildiği halde, işletmesel karar kavramından sözedilmemiştir. İşveren, amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu kararları, yönetim hakkı kapsamında alabilir. Geniş anlamda işletme, işyeri ile ilgili ve işin düzenlenmesi konusunda, bu kapsamda işçinin iş sözleşmesinin feshi dahil olmak üzere işverenin aldığı her türlü kararlar, işletmesel karardır.
İşletmesel karar sözkonusu olduğunda, kararın yararlı ya da amaca uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılamaz. Kısaca işletmesel kararlar yerindelik denetimine tabi tutulamaz. İşverenin serbestçe işletmesel karar alabilmesi ve bunun kural olarak yargı denetimi dışında tutulması şüphesiz bu kararların hukuk düzeni tarafından öngörülen sınırlar içinde kalınarak alınmış olmalarına bağlıdır.
Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri sebepleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında iş görme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.Dosya içeriğinden, davacınında kaptan olarak görev yaptığı, ekonomik ömrünü dolduran gemilerin seferden çekilmesi neticesinde gemi sayısının azaldığı ve bu şekilde istihdam fazlalığı oluştuğu, Uyuşmazlıkları Çözme Yüksek Komitesi’nin 11.01.2013 tarihli toplantıda ihtiyaç fazlası oluşturan personelden davacınında içinde bulunduğu emekliliği hakedenlerin iş sözleşmelerinin feshine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, seferden çekilen anılan gemilerin tekrar işletilmeye başlandığı ve bu gemiler için davacının pozisyonunda çalışmak üzere yeni işçi alımı yapıldığı iddia ve ispat edilmiş değildir. Bu yönüyle davalının tutarlı davrandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya kapsamında davalının keyfi davrandığına dair her hangi bir delil bulunmadığı gibi davalının, davacının çalıştığı iş kolunda başka işyeride bulunmadığından feshin son çare olma ilkesinin uygulanamayacağı gözönünde bulundurularak feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilip davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubuyla bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 118,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 16.01.2014 tarihinde karar verildi.