Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/35273 E. 2014/1716 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/35273
KARAR NO : 2014/1716
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2011/735-2013/56

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalının, davacı şirkette dönemin Hukuk Başmüşaviri olarak görev yaptığı sırada ihale ile verilmiş bir iş konusunda müteahhit firma ile ilgili işlemleri usulüne uygun yapmaması ve sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeni ile dava dışı müteahhidin açtığı dava sonunda ödemek zorunda kaldıkları tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, davacı işverenin iddia edilen zararının varlığı ve davalının sorumluluğu noktalarında uyuşmazlık vardır:
Dosya içeriğine göre, davalının kusur oranını belirleyen bilirkişi raporları alınmış olup; mali müşavir, hukukçu ve inşaat mühendisinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinin 15.09.2003 tarihli raporunda, inşaata başlanılmasının ifa imkansızlığından kaynaklandığının bilinmesine rağmen ihalenin feshedilmesinin uygun bir davranış biçimi olarak görülmediği ve bu işlemlerin dönemin Hukuk Başmüşaviri olan davalı Y.. Ö…tarafından yapıldığı, fesih ihbarnamesi ile bilgilerinin ve verilen cevabın yönetim kuruluna arz edilmediği ve yönetim kurulunun bilgisi dışında ve gerekli hususları dikkate almadan ihaleyi feshetmiş olması nedeniyle % 25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş iken, hukukçu mali müşavir tarafından düzenlenen 12.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşmenin konusunun fiilen ve hukuken imkânsız olduğu anlaşıldığından, sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu, dolayısıyla sözleşmenin feshedilmesinin önemi bulunmadığı, bu bakımdan da davalının fesih eyleminin zarar doğurucu nitelikte olmadığı, doğan zararla davalının eylemi arasında illiyet bağının bulunmadığı, sözleşme feshedilmese bile, diğer şartlar varsa,
davacının tazminat ödemek durumda olacağı belirtilmiştir. Mahkemece her ne kadar 12.10.2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de; dosya içerisindeki ilk bilirkişi raporu dosya kapsamına ve mevcut kanıtlara daha uygun olup davalının %25 kusurlu olduğunun kabulü ile sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.