YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3520
KARAR NO : 2014/2378
KARAR TARİHİ : 14.02.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2009/33-2012/1128
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette mağaza müdür yardımcısı olarak 16.09.2001-31.05.2006 tarihleri arasında 1.200,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, mesai saatlerinin kanuna uygun olduğunu, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının iş sözleşmesinin kim tarafından ve ne şekilde sona erdirildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda davacı iş sözleşmesinin haklı bir sebep yokken işverence sona erdirildiğini iddia ederken davalı işveren davacının istifa ettiğini savunmuştur. Şahitler davacının kendisinin mi ayrıldığını yoksa işveren tarafından da çıkarıldığını bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davacı şahitlerinden bir tanesi şartların zorlaştırıldığını ve işi bırakmaya zorlandıklarını ifade etmiştir. Yine davacı da dava dilekçesinde çalışma şartlarının ağırlaştırıldığını, çalışma sürelerinin kanuni düzeye çekilmediğini ve fazla çalışma ve ulusal
bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ifade etmiştir. Davalı tarafından dosyaya sunulan ve işveren imzalı işten ayrılma bildirgesinde işten ayrılma nedeni “4857/17 İşveren” şeklinde belirlenmiştir. Gelinen noktada yazılı belge ile davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği ve yapılan feshin haklı bir sebebe dayanmadığı anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece davacının haklı sebeple feshi kabul edilmiş olup, davacının kararı temyiz etmemesi sebebiyle bu husus bozma sebebi oluşturmamaktadır. Diğer taraftan mahkemece feshin işçi tarafından yapıldığı kabul edilmesine rağmen davacı işçi lehine ihbar tazminatına hükmedilmesi isabetsizdir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacının ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanun’unda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler gözönünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek ünvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı 1.200,00 TL ücret aldığını iddia ederken davalı davacının iddiasının doğru olmadığını savunmuştur. Davacı şahitleri ise ücreti bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı şahidi ise davacının asgari ücret aldığını beyan ederken Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimin asgari ücret üzerinden yapıldığı görülmektedir. Davacının yaptığı iş ise mağaza müdür yardımcılığı olarak kabul edilse de davacı şahitleri davacının depoda çalıştığını beyan etmişlerdir. Ayrıca izin belgesinde de davacının depoda çalıştığının belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle davacının ne iş yaptığı netleştirilmeli ve sonucuna göre yukarıdaki esaslara göre emsal ücret araştırması yapılarak davacının alabileceği ücret tüm dosya kapsamı değerlendirilerek belirlenmelidir. Bunun yapılmayarak eksik inceleme ile davacının iddia ettiği ücretin kabul edilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.