Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3515 E. 2014/2373 K. 14.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3515
KARAR NO : 2014/2373
KARAR TARİHİ : 14.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2010/807-2012/554

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 30.01.2009 tarihli belirli ve bir yıl süreli iş sözleşmesiyle çalışmaya başladığını, 18.02.2009 tarihinde hiçbir haklı gerekçe olmaksızın sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşme hükümlerine göre bakiye süreye ait ücretin ödenmesi gerektiğini, bu ücretlerin tahsili için Şişli 6. İcra Müdürlüğünün 2009/29682 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalı tarafından haksız itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptaline, %40 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, itirazın iptali davasının bir yıllık süre geçtikten sonra açılması nedeniyle bu davanın itirazın iptali davası olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ile sözleşme imzaladığını, bu sözleşmenin deneme süresinde feshedildiğini, sözleşmenin de elektrik mühendisleri odasına bildirim yapılmasının zorunlu olması sebebiyle şeklen imzalandığını, böyle bir sözleşmenin bulunmadığını, deneme süresinde haklı olarak sona erdirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı ve sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi sebebiyle bakiye süre ücretine hak kazandığı gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici
2- Davacı işçinin belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışıp çalışmadığı ve buna göre bakiye süre ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir.” denilmektedir. Bu şekilde belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
Diğer taraftan Borçlar Kanunu’nun 325. maddesinde, “İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmaya mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti isteyebilir” şeklinde kurala yer verilerek işçinin kalan süre ücretini talep hakkı olduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 408. maddesinde işverenin işi kabuldeki temerrüdü sebebiyle işçinin iş görememesi halinde ücret hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçinin iş görme edimini yerine getirememesi halinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir işi yaparak kazandığı veya kasten kaçındığı yararlarının indirileceği de hükme bağlanmıştır.
Bakiye süre ücretinin istenebilmesi için, iş sözleşmesinin haklı bir sebep bulunmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir. İşverenin feshi 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde yazılı sağlık sebeplerine, ahlâk ve iyi niyet kuralları ile benzerlerine uymayan hallere veya zorlayıcı sebeplere dayanması halinde, sözleşmenin kalan süresine ait ücretler yönünden işçinin talep hakkı doğmaz.
Somut olayda; dosya kapsamında iki adet iş sözleşmesi bulunmaktadır. Bu sözleşmelerden ilki 26.01.2009 imza tarihli elektrik mühendisi olarak davalı şirkette çalışmayı konu edinen belirsiz süreli iş sözleşmesidir. Diğeri ise 30.01.2009 tarihli bir yıl süreli yüksek gerilim tesisleri işletme sorumluluğu hizmet sözleşmesidir. Birinci sözleşmenin belirsiz süreli olduğu konusunda kuşku yoktur. Bu sözleşmede işçi tarafından taahhüt edilen iş ikinci sözleşmede kararlaştırılan işi kapsar mahiyette olduğundan davacı ile davalı arasındaki iş ilişkisinin belirsiz süreli iş sözleşmesine dayandığının kabulü gerekir. Kaldı ki ikinci sözleşmenin de belirli süreli yapılmasını gerektirecek objektif koşul da bulunmamaktadır. Şu halde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçinin bakiye süre ücretine hak kazanması söz konusu olmayacağından davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.