Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/35141 E. 2013/28832 K. 10.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/35141
KARAR NO : 2013/28832
KARAR TARİHİ : 10.12.2013

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, işe iadesine ve feshin geçersizliğine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … Karakülah tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteğiyle iş sözleşmesini feshettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işveren vekili konumunda olup iş güvencesi kapsamı dışında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce, işyeri kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla keşif yapılmak suretiyle davacının tek başına işçi alma ve çıkarma yetkisinin olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre davacının işveren vekili olup olmadığının belirlenmesi gerekliliğiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, yazılı gerekçeyle dava reddedilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda olup olmadığı ve dolayısıyla iş güvencesi kapsamında bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi, işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
Somut olayda, bozma ilamı doğrultusunda işyeri kayıtları incelenerek düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda davacının davalı şirketin Ankara’da bulunan depo işyerinde sevk ve idare yetkisi bulunduğu ve fakat işyerine personel alım işlemlerinin, şirket yönetim kurulu üyelerinin yetkisi dahilinde olduğu mütalaa edilmiş, işten çıkarma yetkisinin bulunduğuna
+ilişkin ise herhangi bir işyeri kaydı tespit edilmemiştir. Dosya kapsamına uygun tespitler içeren ve yazılı işyeri kayıtları esas alınarak hazırlanan anılan bilirkişi kurulu raporuyla, davacının işveren vekili konumunda olmayıp iş güvencesi kapsamında kaldığı anlaşılmıştır. Hal böyleyken, diğer şartların da tamamlanmış olmasına göre, davanın esasına girilerek uyuşmazlığın çözümü gerekirken davacının salt sevk ve idare yetkisi nazara alınarak işveren vekili konumunda bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.