Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3436 E. 2014/7222 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3436
KARAR NO : 2014/7222
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2012
NUMARASI : 2011/163-2012/625

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 16.06.2008-25.08.2011 tarihleri arasında çalıştığını, gişe asistanı olarak görev yapmakta iken 21.10.2010 tarihinden itibaren vekaleten bireysel satış temsilciliği görevini yürüttüğünü, banka personel yönetmeliği gereğince vekaleten görevlendirme süresinin 3 ay ile sınırlı olduğunu, vekaleten atandığı görevde 3 aydan fazla süre ile çalıştırılmasına rağmen iş ücretinin, ikramiye ve prim alacakların önceki görevi olan gişe asistanına ait düşük ücreti esas alınarak ödendiğini, fazla çalışma ve yıllık izin ücret alacaklarına ilişkin ödeme yapılmadığını ve davalı uhdesinde bulunan mevduat hesabındaki 1.061,60 TL’nin izinsiz ve dayanıksız olarak işveren tarafından bloke edildiğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davacının bireysel satış temsilcisi görevinde vekaleten çalıştığını, banka personel yönetmeliğine göre bu göreve ilişkin özlük haklarından yararlanabilmesi için ilgili göreve asaleten atanması gerektiğini davacıya çalışmadığı döneme ilişkin sehven ödenen ücretin banka hesabından mahsup edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, banka personel yönetmeliğinin 26. maddesinde bir üst göreve yükselen personelin genel müdürlükçe gerekli görülmesi halinde vekaleten görevlendirileceği ve öngörülen vekalet süresinin başarı ile tamamlanması halinde ilgili göreve asaleten atanarak ilgili unvanın özlük haklarından faydalanacağı yönünde düzenleme bulunduğu, davacının 3 ay müddetle vekaleten atandığı satış temsilciliği görevinde vekalet süresinin uzatıldığı ancak bu süre sonucunda asaleten bir atama yapılmadığı, işçinin 3 aydan sonra aldığı ücrete bir itiraz etmemesi nedeni ile bunun iş şartı haline geldiği ve davacının fark taleplerinin yerinde olmadığı, fazla çalışma iddiasının tanık beyanları ile ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının temyiz itirazları yönünden, davacının vekaleten atandığı bireysel satış temsilciliği ünvanına ait ücret ve özlük haklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalıya ait işyerinde gişe elemanı olarak çalışmakta iken 18.10.2010 tarihinde bireysel satış temsilcisi görevine vekaleten atanmış ve bu görevini 24.08.2011 tarihine kadar sürdürmüştür. İşçinin 18.10.2010-24.08.2011 tarihleri arasındaki 10 ay 6 günlük sürede fiilen bireysel satış temsilcisi görevini yürütmesine rağmen, asaleten bu göreve atanmadığı, aylık ücret, prim ve ikramiyelerinin gişe elemanı ücretinden ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı banka personel yönetmeliğinin 26. maddesine göre vekaleten atama işleminin ancak süre ile sınırlı olarak yapılabileceğini, vekaleten atanması süresinin sona ermesinden sonra her ne kadar asaleten atama yapılmamış ise de, fiilen bireysel satış temsilcisi olarak çalıştırılmış olması nedeni bu göreve ilişkin ücrete hak kazandığını ileri sürmektedir. Davalı ise anılan yönetmelikte değişiklik yapıldığını, vekalet süresinin 3 ay ile sınırlı olduğunu ancak özlük haklarından yararlanabilmek için asaleten atamanın zorunlu olduğunu savunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu personel yönetmeliğinin 26. maddesinde, bir üst göreve yükselen personelin genel müdürlükçe gerekli görülmesi durumunda vekaleten atanacağı ve öngörülen vekalet süresini başarıyla tamamlaması halinde ilgili göreve asaleten atamasının yapılacağı ve sözkonusu görevin özlük haklarından faydalanmaya başlayacağı düzenlenmiştir. Aynı yönetmeliğin 28. maddesinde ise “Genel Müdürlükçe bir başka göreve vekaleten atanan personel yeni görevin gereği olan yetki ve sorumlulukları üstlenir, ancak özlük haklarından yararlanması göreve asaleten geçirilmesi halinde ve bu tarihten itibaren başlar. Vekalet süresinin başlama ve bitiş tarihleri İnsan Kaynakları Müdürlüğünce belirlenir ve personele bildirilir “şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
13.06.2010 tarihinde personel yönetmeliğinde değişik yapılmış ve bir üst göreve yükselen personelin genel müdürlükçe öngörülen vekalet süresini başarıyla tamamlaması halinde ilgili göreve asaleten atanacağı sözkonusu görevin özlük haklarından vekalet süresinin bitim tarihinden itibaren faydalanmaya başlayacağı ve vekalet süresinin 3 ay olduğu, gelen görüşlerle bu sürenin uzatılabileceği öngörülmüştür.
Yukarıda özetlenen bu düzenlemelere göre; işçinin vekaleten atanma süresinin 3 ay ile sınırlandırıldığı ve gerekli hallerde uzatılabileceğinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Aksinin kabulü halinde işçinin vekaleten atama sureti ile süresiz şekilde üst görevde çalıştırılması, ancak üst görevin özlük haklarından yararlandırmaması sonucu doğacaktır.
Somut uyuşmazlıkta davacının 3 aylık vekalet süresi dolduğu ancak banka tarafından işçiye vekalet süresinin uzatıldığına ilişkin bir bildirim yapılmadığı ve vekaleten atanma süresinin uzatılmasına ilişkin geçerli bir gerekçede ileri sürülmediği, banka personel yönetmeliğinde öngörülen ilgili prosedüre uygun davranılmadığı görülmektedir. Bu durumda işçinin vekaleten atama süresini aşan dönemler için fiilen yaptığı göreve ait özlük haklarından yararlanma hakinin doğduğu kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, ücret, ikramiye, prim yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
3-Davalı bankanın 27.02.2012 tarihli yazısıyla; davacının mevduat hesabına ait Eylül ayı ekstrenin sunulduğu ve davacıya ait hesaptan işveren tarafından 07.09.2011 tarihinde ticket iptali Eylül maaş iptali Ağustos maaş iptali, BES düzeltme adı altında 4 ayrı işlem ile toplam 1.061,60 TL kesinti yapıldığı görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi dosya içerisindeki hesap ekstresi sadece eylül ayına hesap hareketlerine ilişkin olup, bu dönemde sadece Eylül ayı ücretinin yatırıldığı görülmektedir. Davacıya hak kazanmadığı halde sehven ödendiği ileri sürelen Ağustos ayı ücret yemek bedelinin ödendiğini gösterir kayıtlar dosya içerisinde bulunmamaktadır. Bu durumda davacının banka hesabına ait tüm hesap ekstresi celp edilerek işveren tarafından kesinti yapılmadan önce Eylül ayı yemek ücretinin yatırılıp yatırılmadığı, Ağustos ayına ilişkin ücret ve yemek ödemesinin yapılıp yapılmadığı denetlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
4-Davalının temyiz itirazları yönünden ise, işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacının eşi alan tanığının anlatımı ile işçinin bireysel satış temsilcisi olarak çalıştığı dönemde çalışma saatlerinde artış olduğun anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının gişe yetkilisi ve bireysel satış temsilcisi görevlerindeki haftalık çalışma saatlerine ilişkin ayrı ayrı tespit ve değerlendirme yapılmadan, işverene bağlı gerçekleşen tüm hizmet süresinde aynı şekilde çalıştığının kabul edilmesi de eksik incelemeye dayalı ve isabetsizdir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.