Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3435 E. 2014/2067 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3435
KARAR NO : 2014/2067
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : Denizli 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2010/397-2012/775

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin ihbar süresi tanınarak feshedildiğini, banka hesap numarasını bildirmediğinden kıdem tazminatının ödenemediğini, dava konusu alacak taleplerinde haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, kullandırılmayan yıllık izin sürelerinin belirlenmesi ve alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de, anılan çalışmaların olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, apartman ısınmasında 21.06.2007 tarihinde doğalgazlı sisteme geçildiği, öncesinde ise kömür yakıtlı kaloriferle ısınmanın sağlandığı nazara alınarak, davacının kömür kaloriferle ısınmanın sağlandığı yıllarda, yılın Kasım ayından Nisan ayı sonuna kadar haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ne var ki, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle, apartmanın bağımsız bölüm sayısı, ortak yerleri ile eklentileri nazara alındığında, ısınmanın kömür yakıtlı kaloriferle sağlandığı dönemde dahi fazla çalışma yapılmasını gerektirecek bir iş hacminin ve çalışma düzeninin bulunduğu kanıtlanmamıştır. Anılan nedenle, davacının fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü hatalıdır.
3-Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda, mahkemece, yıllık izin defterinde, yıl içinde hangi tarih aralıklarında izin süresinin kullandırıldığının açıkça yazılı olmaması nedeniyle, davacının iddiası gibi tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkını kullanmadığı kabul edilmiştir.
Dosyaya sunulan yıllık izin defterinde, davacının 1996-2009 yılları arasında yıllık izin hakkını kullanıldığına dair her yıl karşısında yer alan sütuna atılmış imzalar bulunmaktadır. İmzaya itirazın incelenmesi sonucu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda ise, 2001, 2006 ve 2008 haricindeki yılların karşısında bulunan imzaların davacıya ait olduğu mütalaa edilmiştir. Öte yandan davacı asil, her ne kadar izin süresini kullanmamış ise de apartman yönetimi talimatıyla bir kısım yıllar için imza attığını beyan etmiş ise de, dosya kapsamına göre irade fesadı iddiası usulünce kanıtlanmamıştır. Açıklanan delil durumuna göre, davacının 2001,2006 ve 2008 haricindeki yıllarda hak kazandığı yıllık izin süresinin tamamını kullandığı kabul edilerek, sadece belirtili üç yıl için yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı vekilince ıslaha karşı süresinde zamanaşımı defi ileri sürülmüş olup, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının usulünce değerlendirilmemesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.