YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/34193
KARAR NO : 2013/27677
KARAR TARİHİ : 02.12.2013
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, davacının ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanun’unun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez .
Somut olayda; davalı işveren işyerinde tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmakta olan davacının iş sözleşmesinin, … Eczanesinden alınan siparişlerin … … Ecza Deposuna, … Hastanesinden almış olunan siparişlerin … Ecza Deposuna okunduğu ve bu siparişlerin kesildiği beyanında bulunulduğu halde bu beyanın doğru olmadığının 03.10.2011 tarihinde yapılan görüşmede ecza deposu yetkililerinin beyanlarıyla tespit edildiği ve 14.10.2011 tarihli raporlamasında tanıtım yaptığını belirttiği hekimlerle görüşmediğinin tespit edildiği belirtilerek doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları sebebi ile ihbarsız ve tazminatsız olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. İlk eylemi sebebi ile davacının savunması alınmış olup kendisine ihtar cezası verilmiştir. Davacının ziyaret götürdüğü kaydıyla sisteme giriş yaptığı doktorlar davacı tarafından şahit olarak gösterilmiş ve davacının da hazır bulunduğu anlaşılan duruşma sırasındaki beyanlarında, davacıyı hatırlamadıklarını, ziyaretlerine sık sık gelen mümessilleri tanıdıklarını, ancak davacının ziyaretlerine gelmediğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları da, davacının tanıtımını yaptığı ilaçlara ilişkin son altı aydır tanıtım ve ziyaret alınmadığının ilgili doktorlardan öğrenildiğini, doktorların davacıyı tanımadıklarını kendilerine beyan ettiklerini bildirmişlerdir. Davacının ziyaret yapmadığı halde yapmış gibi sisteme giriş yaparak işvereni yanılttığı ve doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan davranışta bulunduğu dosya içeriği ile sabittir. İşçinin davranışının haklı fesih sebebi oluşturduğu gözetilmeden, yanılgılı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı gerekçeyle davanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 02.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.