YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3408
KARAR NO : 2014/1312
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2010/1060-2012/1136
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kıdem, ihbar ve kötüniyet tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda davacı davalının 15.10.2004-23.03.2010 tarihleri arasında çalıştığı iddia edilmesine rahmen bilirkişi tarafından çalışma süresinin 15.10.2004-23.10.2010 tarihi alınması ve hatalı olarak dönem asgari ücreti 729,00 TL olmasına rahmen asgari ücret olarak 760,50 TL baz alınarak bilirkişi tarafından hesaplama yapıldığı görülmüştür. Mahkemece ücret ve hizmet süresi yönünden talep aşılarak karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Davacı tarafından dosyaya sunulan ıslah dilekçesi ile artırılan miktarlar yönünden faiz talebinde bulunulmamasına rağmen ıslahla artırılan miktarlar için faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı taraf, ıslah dilekçesi ile dava konusu tazminat ve alacak miktarını artırmak suretiyle dava dilekçesini kısmen ıslah etmiştir. Kısmi ıslahta dava dilekçesinin sadece miktar yönü düzeltilmiş olup, dava dilekçesinin diğer kısımlarının geçerli olduğunun kabulü gerekir. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinin faiz ile ilgili kısmı ıslahla artırılan miktar için de geçerlidir. Davacının faiz talebini ıslah dilekçesinde tekrar etmesinin anlamı yoktur. Aksi halde dava dilekçesinin miktar dışındaki tüm unsurlarına ıslah dilekçesinde de yer verilmesi gerekir ki, kısmi ıslahta bunun gereksizliği ortadadır. Somut olayda ıslaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir.
Dava konusu miktarın artırılması suretiyle davanın kısmen ıslahı ile ek dava bazı yönlerden benzerlik gösterse de, esas itibariyle farklı müesseseler olduklarından ıslahla ilgili sorunların yine ıslah müessesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla kısmi ıslahla ortaya çıkan hukuki sorunların ek dava müessesi ile çözümlenmesi her zaman doğru olmaz. Bu bağlamda temerrüt dolayısıyla faizin başlangıcı ve zamanaşımına ilişkin sorunların çözümü yönünden kısmi ıslah ile ek dava paralellik göstermekte ise de, ek davada faize karar vermek için talep şartı kısmi ıslahta aranmamalıdır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmez.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmuş olup, ıslah dilekçesinde ayrıca istemesine gerek olmadığından, ıslahla artırılan miktara da faiz yürütülmesi yönündeki mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, bozma kararının (3) numaralı bendinde belirtilen bozma nedenine katılamıyorum. 03.02.2014