Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3393 E. 2014/1801 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3393
KARAR NO : 2014/1801
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2010/1076-2012/1292

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 01.07.1977-20.09.2000 tarihleri arasında muhasebe müdürü olarak çalışıp emekli olduğunu, emekli olduktan sonra 22.11.2010 tarihine kadar Mali İşler Koordinatörü olarak çalışmasını sürdürdüğünü, işçilik alacaklarının ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, ücret, kıdem tazminatı, genel tatil, hafta tatili, fazla mesai ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 20.09.2000 tarihinde emekli olduğunu, bu tarihten sonra çalışmadığını, 22.11.2002 tarihinde iş yapmak istemesi üzerine kendisine parça başı iş verildiğini, bu tarihten sonra çalışmasının devamlı olmadığını, bulunduğu konum ve yaptığı iş ile ilgili olarak çalışma şartlarını kendisi belirlediği için fazla çalışma, hafta sonu ve genel tatil ücreti taleplerinin yasaya aykırı olduğunu, ücret alacağının bulunmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini ücret alacağı ödenmediği gerekçesi ile haklı sebeple feshettiği değerlendirilerek, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, mahkemece yargılama sırasında dinlenen davacı tanık beyanlarına itibarla, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma alacakları hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğine göre davacı mali işler koordinatörü olarak çalıştığı, mesaisini kendisi belirleyebilecek durumda olduğu gibi görev ve sorumluluğu gereği aldığı ücretin fazla çalışmayı kapsayacak şekilde olduğu anlaşılmakla fazla mesai alacağının reddi yerine kabulü hatalıdır. Kaldı ki davacı tanıklarının davalı aleyhine dava açmış olmaları nedeniyle husumetli bulunmaları dolayısıyla salt bu tanık beyanlarından hareketle fazla mesai yapıldığı kabulü doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.10.02.2014