Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3392 E. 2014/1800 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3392
KARAR NO : 2014/1800
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Sakarya İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2011/115-2012/1221

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının asıl işveren davalı belediyede temizlik işcisi olarak 03.07.2000 tarihinden beri çalıştığını, hizmet akdinin sona erdirildiği tarihte ihaleyi almış bulunan diğer davalı İkizler Tem. firması nezdinde temizlik işcisi olarak 31.12.2009 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence gerekçe gösterilmeden sona erdirildiğini, iş arama izni verilmediğini, ihale alan firmalar değiştikçe davacının hep aynı işyerinde devamlı aylık 30 gün olarak çalışmasına rağmen, işyeri devri sırasında 10-15 günlük ücretinin ödenmediğini, son iki yıla kadar haftalık 7 gün çalışma yapıldığını, fazlaya ait talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile, kıdem, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, hafta tatili alacağı, ulusal bayram ve dini bayram ücreti, fazla mesai alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı belediye vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, tüm alacaklardan ihale ile iş alan firmaların sorumlu olduğunu, iş sözleşmelerinin işi gereği sebebi (ihalelerin bir yıllık yapılması sebebi) ile süreli olmasının bir zorunluluk olduğunu, kıdem ve ihbar hakkı bulunmadığını, ihaleyi alan firmanın hangi hangi işçileri çalıştıracağının önceden belirlendiğini, günlük üç vardiya ve dini bayramlarda çalışmasının resmi bir kurumda mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, tüm alacaklardan diğer davalı belediyenin sorumlu olduğunu, kıdem ve ihbar hakkı bulunmadığını, davacının fazla çalışmasının ve dini bayramlarda çalışmasının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi hesaplamaları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir.
Dosya içeriğinden davacının, davalı işyerinde 03.07.2000-31.12.2009 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak görev yaptığı, bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanına göre davacının haftanın beş günü 07:00-17:30 saatleri arası çalıştığı, ara dinlenmeler düşüldükten sonra haftada iki buçuk saat fazla mesai yaptığı kabulüne göre hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı işyerinde aynı dönemde aynı işi yapan dava dışı işçilere ait emsal dosyalarda (Dairemizin 2012/21440, 16732, 16731 esas ) fazla çalışma yapılmadığının tespit edildiği, karara esas teşkil eden davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, emsal dosya içerikleri ve tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Davacının dava dilekçesinde hafta tatili ücreti talep ettiği, halde mahkemece davacının hafta tatili ücreti konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.