Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3372 E. 2014/2041 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3372
KARAR NO : 2014/2041
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2010/1389-2012/1280

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem tazminatı ile yıllık izin ve fazla mesai alacağının ödetilmesini istemiştir.
Davalı ise, davacının bir başka işyerinde çalışmak için istifa ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan 23.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda, davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığı halde sanki zamanaşımı definde bulunmuş gibi değerlendirme yapılarak dava tarihinden itibaren geriye beş yıl gidilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı ilk defa ıslahtan sonra zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, davalının ıslahtan sonra zamanaşımı definde bulunduğu değerlendirilerek re’sen, 23.10.2012 tarihli rapordaki veriler doğrultusunda fazla mesai alacağı hesaplanmış ve yüzde 30 takdiri indirim uygulanmak suretiyle hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar mahkemece ıslahtan sonra zamanaşımı defi dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, re’sen yapılan hesaplama denetime elverişli değildir. Bu itibarla, mahkemece bilirkişiden yeniden rapor alınmak suretiyle, davacının kazanılmış hakları da gözetilerek fazla mesai alacağı tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.