Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/33702 E. 2014/6183 K. 17.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33702
KARAR NO : 2014/6183
KARAR TARİHİ : 17.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2013
NUMARASI : 2012/405-2013/391

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin şirkete ait bilgileri rakip firma çalışanlarına ifşa ettiği için haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının altı aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş ilişkisinde işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluğu ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe, fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanmalıdır. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucunun ortaya çıkması gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalı işveren işyerinde satış destek elemanı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi kapsamında, şirkete ait her türlü bilgi, rapor ve rakamların yarar karşılığı olsun veya olmasın ifşa edilmesi yasak olmasına rağmen şirket bilgilerini rakip firma çalışanlarına ifşa ettiği gerekçesi ile haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi, belge ve yargılama sırasında dinlenen şahitlerin anlatımlarından; şirketin kampanya, piyasaya yeni ürün sürülmesi gibi önemli konulardaki toplantılarına davacının da katıldığı, ancak toplantıda alınan kararların rakip firmanın şefi ve çalışanları tarafından öğrenildiği, davalı işveren işyerinde çalışan ve şahit olarak dinlenen birkaç işçi tarafından, davacının rakip firmaya bilgi sızdırdığı, zaman zaman telefonda görüştüğü ve zaman zaman mesajlar göndererek rakip firmayı davalı şirket bilgilerinden haberdar ettiğinin rakip firma elemanlarından öğrenildiğinin belirtildiği, ancak buna ilişkin yazılı bir delil, bilgi ya da belge bulunmadığı, bahsi geçen mesaj içeriğinin de çözümünün yaptırılmadığı, mesaj aldığını iddia eden rakip firma çalışanının şahit olarak gösterilmediği ve beyanına başvurulmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İş sözleşmesinin devamı konusunda davacının fesih sebebi yapılan davranışı kesin şekilde ispatlanamamış ise de; şahit beyanları ve ihbar mektupları ile ortaya çıkan olgulardan işverende iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyecek derecede şüphe meydana gelmiş olup; bu durumda iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığı sabit olmasa da geçerli sebebe dayandığı kabul edilmelidir. Bu nedenle davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dosya kapsamına göre, davacının davalı şirkette ürün ve bildirimlerin yapıldığı toplantılara görevi sebebiyle katıldığı, burada edindiği bilgileri aynı sektörde çalışan rakip firma çalışanı ile paylaştığı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardan dolayı haklı sebeple fesih yapıldığı anlaşılmakla kararın bu gerekçe ile bozulması düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 17.03.2014