Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/33545 E. 2014/1435 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/33545
KARAR NO : 2014/1435
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/08/2013
NUMARASI : 2013/93-2013/497

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. … Karakülah tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı asıl işverene ait işyerinde altişveren şirket bünyesinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu alacaklara hak kazanılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödendiği varsayılır.
Ulusal bayram ve genel tatil günü çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, anılan çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık anlatımlarına itibarla davacının çalışma süresi boyunca tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, her iki davacı tanığının da davalıya karşı işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle açtığı dava bulunmakta olup, menfaat birlikteliği nazara alındığında salt davacı tanıklarının beyanlarına dayanılarak, sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Diğer taraftan davalı işveren vekilince, havale tarihsiz dilekçe ekinde, 21.03.2011-04.02.2013 tarihleri arasını kapsar işe giriş çıkış gün ve saatlerini gösterir kartlı sistem kayıtları sunulmuş olup, anılan kayıtlar değerlendirilmemiştir.
Anılan nedenlerle, öncelikle işyerine giriş çıkışı gösteren kayıtların bulunduğu dönemle ilgili olarak anılan kayıtlar bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Söz konusu kayıtlarının bulunmadığı tarihlerle ilgili olarak da, uyuşmazlık dönemine ilişkin dosyada bulunmayan ihale sözleşmesi, teknik ve idari şartnameler eksiksiz şekilde celp edilerek incelenmeli, ulusal bayram ve genel tatil günü çalışmalarıyla ilgili özel bir düzenleme bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çalışmanın geçtiği yerin resmi kuruma ait olduğu nazara alınarak bu denli yoğun çalışma iddiası üzerinde titizlikle durulmalı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Kabule göre de, hüküm sonucunda, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının fazla çalışma ücreti alacağı ifadesiyle hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Kabul edilen alacak miktarı toplamının 5.000,00 TL olmasına göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 12/1. maddesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine 600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde 1.320,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.