Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3305 E. 2014/1777 K. 10.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3305
KARAR NO : 2014/1777
KARAR TARİHİ : 10.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/12/2012
NUMARASI : 2011/465-2012/958

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, askerlik görevi sebebi ile iş sözlemesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ücret, izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının her iki dönem çalışmasının da istifa ile sona erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Tarafların hizmet süresinin belirlenmesini amaçlayan temyizi yönünden, davacının hizmet süresi ve davalı işveren işyerinde kesintisiz olarak çalışıp çalışmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacı taraf davalı işveren işyerinde 21.04.2008-15.03.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını iddia ederken, davalı taraf davacının 02.07.2008-31.05.2010 tarihleri arasında çalışıp istifa ederek işten ayrıldığını, sonra tekrar 02.07.2010-23.02.2011 tarihleri arasında çalışıp yine istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Kendisi Haziran 2008’de işe başlamış olan bir davacı tanığı davacının 2008 yılı Mart ya da Nisan ayında işe başladığını, 2011 yılının Mart ya da Nisan ayında işten ayrıldığını ve çalışmasının kesintisiz olduğunu beyan etmiştir. Bir diğer davacı tanığı davacıdan çok sonra işe girmiş olup, davacı işten ayrılmadan önce işten ayrılmıştır. Davalı tanığı da davacıdan sonra işe girmiş olup kesintili dönem için beyanda bulunmamış, fakat davacının 2011 yılı Şubat ayında işten ayrıldığını belirtmiştir. Davacının sigortalı hizmet cetvelinin incelenmesinden, 02.07.2008-31.05.2010 ve 02.07.2010-23.02.2011 tarihleri arasında olmak üzere iki farklı dönem hizmetinin Kuruma bildirildiği, 01.06.2010-30.06.2010 tarihleri arsında ise başka bir şirketten çalışmasının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacının işe başlangıç tarihi, işten ayrılış tarihi ve belirtilen 01.06.2010-30.06.2010 tarihleri arasında da davalı şirkette çalışıp çalışmadığı tartışmalı olduğuna göre; yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek ve bordro tanıklarını re’sen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya ayrıntılı zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri tanıklarının çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davacının davalı işveren işyerinde çalıştığı birimlerdeki belgelerde adının bulunup bulunmadığını gerekirse işyerinde keşif de yapmak suretiyle denetlemek, davacıya yapılan ücret ödemeleriyle ilgili belgelerini istemek, davacının 01.06.2010-30.06.2010 tarihleri arasında çalışmasının bildirildiği şirket ile davalı arasında organik bağ ya da asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığını ve davacının çalışmasının kesintisiz olup olmadığını belirlemek; hizmet süresinin nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı temyizi yönünde, taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının davalı işveren işyerinde üç yıla yakın bir süre mimar olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı aylık 2.000,00 TL net ücretle çalıştığını iddia ederken, davalı, davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Davacı tanığı davacı iddiası gibi beyanda bulunmuş, davalı tanığı ise kendisinin asgari ücret ve primlerle birlikte 1.000,00 TL net ücret aldığını belirtmiştir. Ankara Ticaret Odası’ndan emsal ücret araştırması yapılmış, gelen cevabi yazıda 2011 yılı itibari ile davacının alabileceği ücretin net 1.400,00 TL olduğu bildirilmiştir. Mahkemece bildirilen emsal ücret dikkate alınarak sonuca gidilmiş ise de, aynı işyerinde üç yıla yakın kıdemi bulunan ve mimar olarak çalışan bir kişinin 2011 yılında 1.400,00 TL ücretle çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacının ücreti iddia ettiği gibi 2.000,00 TL net olarak kabul edilmeli ve hüküm altına alınan alacakları bu ücret üzerinden yeniden belirlenmelidir. Bu yön gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davalı temyizi yönünden; davacının fazla çalışma alacağının hesaplanması hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı işveren tarafından davacının el yazısı ile yazıldığı belirtilen ve ve hangi gün ne iş yaptığını belirttiği bir defter sunulmuştur. Defterde çalışma saatlerinin yer almadığı, ancak hiçbir şey yazılmayan günler veya boş bırakılan günler bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine davalı işveren tarafından Ağustos 2008 ile Temmuz 2010 arası davacının el yazısı ile yazıldığı belirtilen kayıtlarla uyumlu olarak işverence hazırlanan ay ay ve gün gün geldi-gelmedi şeklinde kayıt yer alan imzasız bir bir liste sunulmuştur. Mahkemece, davacı isticvap edilerek davacının el yazısı ile yazdığı iddia edilen defter kayıtları davacıya gösterilmeli, boş bırakılan ya da hiç kayıt bulunmayan günlere ilişkin diyecekleri ve gelmediği günlerin kaydedilip kaydedilmediği sorulmalı, gelmediği günler bulunduğunun tespiti halinde ise bu günler fazla çalışma alacağı hesabından dışlanmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.