YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3247
KARAR NO : 2014/2189
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2009/118-2012/682
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak asıl alacak miktarı 3.333,33 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret olduğu, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Öte yandan, Dairemiz uygulamasında, hakkaniyet indirimi ile ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir kurala yer verilmediğinden ve ayrıca işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilinemediğinden, fazla çalışma ve genel tatil ücretinden yapılan indirimlerden dolayı reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda, hesap bilirkişisi tarafından hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak kalan kısım hüküm altına alınmıştır. Ancak davalılardan C.. T.. hakkında açılan davanın ise reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, kendisini vekille temsil ettiren davalı C.. T.. yararına vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken, bu yönün gözardı edilmesi isabetsizdir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın hüküm kısmının 7. bendinin çıkartılarak yerine; “Davalı C.. T.. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca davalı C.. T.. yararına hesap olunan 2.160,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” bu bentten sonra gelmek üzere “8-Davalı…. Ltd. Şti. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca davalı şirket yararına hesap olunan 726,06 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” rakam ve sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 13.02.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Yerel Mahkeme, davacı tanık beyanlarına göre fazla mesai alacağına karar vermiştir. Davacı tanıklarından K.. Y.. kahvehane işleten bir kişidir.
Davalı işyerindeki çalışma düzen ve saatlerini bilmesi mümkün değildir. Diğer davacı tanığı işyerinden 2007 yılında ayrılmıştır. Bu tarihten sonraki çalışma düzenini bilmesi sözkonusu değildir. Bu tanığı duruşmadaki beyanı çelişkili ve inandırıcı olmaktan uzaktır.
Bilirkişinin de işyerinde fazla mesai yapılmadığı yönündeki görüşü ve dosya kapsamı dikkate alınarak fazla mesai alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirdi. Yerel mahkeme kararının bu yönden bozulması gerektiği kanısı ile sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum. 13.02.2014