Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/32417 E. 2014/15524 K. 03.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/32417
KARAR NO : 2014/15524
KARAR TARİHİ : 03.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2011/1604-2013/359

DAVA : Taraflar arasındaki, yıllık izin ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan sosyal alacakların ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat İ. G.T. ile karşı taraf adına Avukat .geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmakta iken 6111 sayılı Kanun’un 166. maddesine göre İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne naklen tayin edildiğini, davalı Belediye Başkanlığına ait işyerinde çalıştığı dönemde davalı işveren ile Hizmet-İş Sendikası arasında imzalanan 15.02.2006-14.02.2012 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden yararlandığını ileri sürerek, yıllık izin ücreti, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı sosyal yardım ve diğer ücret ile banka promosyon alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının tüm haklarının puantajlara yansıtılarak kendisine ödendiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının promosyon alacağı talep edip edemeyeceği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı vekili, promosyon alacağının ödenmediğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur.
Mahkeme, ücretlerin süresinde ödenmemesinden dolayı ilgili bankaca işverene verilen promosyonlarda davacının bir hakkı bulunmadığı, yine emsal nitelikli dosyalar ve banka kayıtlarına göre bankayla yapılan protokol kapsamında promosyonların ödendiği gerekçesi ile talebin reddine karar vermiştir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kamu personeli açısından banka promosyonlarının ödenmesine dair esaslar Başbakanlığın 20.07.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2007/21 sayılı Genelgesi ile düzenlenmiştir. Bu Genelgenin 4. maddesinde banka promosyonlarının tamamının personele dağıtılması ilke olarak benimsenmesine rağmen 1/3’ünü geçmemek üzere komisyonca belirlenecek tutarın birim personelinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanılabileceği hükme bağlandıktan sonra 6. maddesine göre Genelgenin yürürlüğünden önce yapılmış protokollerin süre bitimine kadar gecerli olacağı belirtilmiştir. 10.08.2010 tarih ve 2010/17 sayılı Genelge ile 2007/21 sayılı Genelgenin 4. maddesi değiştirilerek promosyonların tamamının personele ödeneceği düzenlenmiştir.
Anılan Genelgenin 5. maddesi 05.08.2008 tarih ve 2008/18 sayılı Genelge ile değiştirilerek dağıtılacak promosyonların ilgili banka tarafından personel adına açılacak hesaba aktarılmak sureti ile ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Dosyada Vakıflar Bankası ile yapılan promosyonun sadece birinci sayfası bulunmaktadır.
Mahkemece, talep konusu döneme ait davalı Belediye ile ilgili bankadan promosyon konusunda yapılan sözleşme ve protokoller eksiksiz olarak getirtilmeli, Genelge hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılmalı, bundan sonra sonuca varılmalıdır.
Mahkemece eksik inceleme ile sonuca varılması hatalı olmuştur.
3-Öte yandan, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklı sosyal yardım ve diğer ücret alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. ve devamı maddeleri gereğince, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.
Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. 6100 sayılı Kanun’un 279. maddesine göre, bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dosyalarda bulunmamakla birlikte başka işçiler tarafından davalı belediye başkanlığı aleyhine açılan işçilik alacakları davasında sunulan 15.02.2006-14.02.2008, 15.02.2008-14.02.2008 ve 15.02.2010-14.02.2012 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi hükümleri incelenerek rapor düzenlendiği belirtilmiştir. Bu durumda, anılan toplu iş sözleşmeleri celp edilerek, denetime elverişli rapor düzenlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.