Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/30819 E. 2014/2946 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30819
KARAR NO : 2014/2946
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/151-2013/238

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmelerinde yer alan ücret artış düzenlemelerinin geç ve eksik uygulandığını belirterek, ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, gerekli ödemelerin tam olarak yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, talepler kısmen hüküm altına alınmış, hükmün araştırmaya yönelik olarak bozulması üzerine yeniden bilirkişi incelemesi gerçekleştirilerek bu rapora göre karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1) Taraflar arasında kıdem terfi primi uyuşmazlık konusudur.
Talep konusu dönemde yürürlükte olan toplu iş sözleşmelerinin tamamında kıdem terfii 33. maddede düzenlenmiştir. Maddenin başlığı “Daimi işçilerin Kıymetlendirme Fişlerine Dayalı Kıdem Terfii” olup, madde içeriğinden de sözü edilen terfi için daimi işçi olarak çalışılması gerektiği açıktır.Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesinde sendika üyesi olan işçilerin üyeliğin sendikaya bildirilmesinden itibaren daimi işçiler gibi toplu iş sözleşmesinden yararlanacakları yönünde kurala yer verilmiş ise de sözü edilen hükmün, ücret artışı ile diğer sosyal hakları ilgilendirdiği kabul edilmelidir. Zira toplu iş sözleşmesinin 25. maddesinde daimi işçi ile mevsimlik işçi tanımları yapılmış ve 33. maddede kıdem terfi sadece daimi işçiler için öngörülmüştür. Mevsimlik işçinin üyeliğin bildirildiği andan itibaren toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanabileceği kabul edildiğinde, toplu iş sözleşmesinde öngörülen daimi işçi ile mevsimlik işçi arasındaki
ayrımın nedeni ortadan kalkar. Zira 2822 sayılı Kanun gereği üyeliğin işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlanılacağından, daimi işçilerle mevsimlik işçilerin toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanması söze konu olur. Toplu iş sözleşmesinde açıkça daimi işçilerle mevsimlik işçilere ait tanıma yer verilmesi ve 33. maddede açıkça daimi işçilere kıdem terfii öngörülmesi sebebiyle düzenlemenin amaçsal yorumu yapıldığında mevsimlik işçilerin kıdem terfi haklarının olmadığı kabul edilmelidir. Toplu iş sözleşmesinin 35. maddesi hükmü, sendika üyesi olan mevsimlik işçilerin, sözleşmede açıkça daimi işçilere sağlanan haklar dışında kalan hükümleri bakımından sonuç doğurur.
Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi yönünden mevsimlik statüde çalışılan dönem için kıdem terfi hesabı yapılmamalıdır. Başka bir anlatımla davacının henüz daimi kadroya alınmadığı, mevsimlik işçi olarak çalışılan dönem için kıdem terfi zammı hesabı ile yevmiye tespiti hatalıdır. Sözü edilen durum ileriye dönük olarak yevmiyeyi etkilediğinden zamanaşımına uğramayan dönem hesabını da ilgilendirmektedir. Bu yönlerden bilirkişiden denetime elverişli şekilde hesap raporu alınmalı ve rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir.
2)Diğer taraftan, davacının üyesi olduğu sendikanın işyerinde imzaladığı TİS 31.12.2004 tarihinde sona ermiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda önceki TİS nin her altı ayda bir % 5 oranında ücret zammı yapılacağına ilişkin hükmünün 01.01.2005 tarihinden itibaren de iş akdi olarak devam edeceği kabul edilerek 01.01.2005- 15.10.2008 arası için fark alacak hesabı yapılmıştır.
2822 sayılı Kanunun 6/son maddesine göre; süresi sona eren TİS nin hizmet akdine ilişkin hükümlerinin hizmet akdi hükmü olarak devam edeceği kuşkusuzdur. Ancak bu durum, süresi biten TİS gibi bundan böyle de her altı ayda bir ücrete zam yapılacağı anlamına gelmez, çünkü bu durum hizmet akdine ilişkin bir hüküm değildir. Böyle olunca 01.01.2005 tarihinden sonrada her altı ayda bir zam yapılacağı varsayılarak fark alacak hesaplanması da yerinde değildir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.