Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/30750 E. 2014/27987 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/30750
KARAR NO : 2014/27987
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

MAHKEMESİ : Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/539-2013/116

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabında; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece genel tatil ücreti isteğinin reddine, diğer isteklerin ise bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma alacağı isteğinde bulunan işçi bu iddialarını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Talep edilen alacaklarla ilgili ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, ihale sözleşmesinde adliye işyerinde sabah temizliğinin 07.30-08.00 saatleri arasında, öğle temizliğinin 11.00-12.30 saatleri arasında, akşam temizliğinin ise saat 17.30’dan sonra yapılması gerektiği belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosya kapsamına göre fazla çalışmanın, haftada altı gün ve günlük 07.30-18.00 saatleri arası ve bir saatte ara dinlenme düşülerek belirlendiği görülmüştür. Mahkemenin kabul ettiği günlük çalışma saati ve ara dinlenme konusundaki tespitler yerindedir, ancak şartname içeriğine, adliye işyerinin çalışma şartlarına ve özelliğine göre hafta sonu çalışma olmadığı dikkate alındığında fazla mesai hesabında haftalık çalışmanın beş gün olarak kabul edilmesi ve fazla mesainin buna göre hesaplanması dosya içeriğine uygun olacaktır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.