Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3020 E. 2014/1366 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3020
KARAR NO : 2014/1366
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2012
NUMARASI : 2010/528-2012/581

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi …. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 01.05.2006 -31.10.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesini kendi isteği ile sonlandırdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Fazla çalışma ve hafta tatillerinde çalışma iddiasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanığı Y.. A..’ ın beyanları doğrultusunda, davacının 23:00-15:00 saatleri arasında iki saat ara dinlenme ile günde 14 saat çalıştığı kabul edilerek haftalık 39 saat fazla çalışma süresi üzerinden hesaplama yapılmıştır .
Yerel mahkemece, re’sen dinlenilen kamu tanığı A.. B.. ‘ün beyanları dikkate alındığında ise işyerindeki günlük çalışma süresinin 10-11 saat olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan işin niteliği, işyerinin bulunduğu itibari ile sahip olabileceği iş kapasitesi gibi hususlar dikkate alındığında kamu tanığı A.. B..’ün beyanlarının hayatın olağan akışına daha uygun olduğu anlaşılmaktadır .
Ayrıca kamu tanığı A.. B.., işyerinde ayda 6-7 gün izin kullanma imkanı bulunduğunu beyan etmiştir. Kamu tanığının bu beyanı dikkate alındığında, davalı tarafın ayda 1 hafta tatilinin kullandığı yönündeki savunmasına itibar edilmesi de dosya kapsamına uygun düşmektedir. Bu hususların dikkate alınmaması, fazla çalışma ücretinin günlük 14 saatlik çalışma süresi üzerinden belirlenmesi ve davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.