Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3019 E. 2014/1365 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3019
KARAR NO : 2014/1365
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2012/198-2012/836

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı işveren vekili, müvekkiline ait işyerinde 07.01.2010-22.03.2012 tarihleri arasında çalışan davalı işçinin yaş koşulu dışında emeklilik hakkını elde ettiğini gerekçesi ile iş sözleşmesini feshettiğini, işçiye hak kazandığı kıdem tazminatının ödendiğini, ancak fesihten hemen sonra davacının bir başka iş yerinde çalışmaya başlaması üzerine iş sözleşmesinin gerçekte emeklilik nedeni ile feshedilmediğinin anlaşıldığını ileri sürerek, müvekkili şirket tarafından işçiye ödenen kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı işçi, işveren ile arasındaki iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile sona erdirdiğini ve kıdem tazminatı almaya hak kazandığı savunarak davanın reddini talep etmiştir .
Mahkemece, işçinin iş sözleşmesini emeklilik nedenine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başladığı, bu durumun yasal hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz etmiştir.
1-İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır.
4447 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir.
Somut olayda, davalı işçi, işverene ibraz ettiği 05.03.2012 tarihli dilekçesinde 15 yıl ve 3600 gün sigortalılık süresini doldurduğunu belirterek, emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini sona erdirdiğini bildirmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 01.03.2012 tarihli yazısı ile de davacının yaş koşulu dışında emekliliğe hak kazandığı sabittir.
İşçinin, iş sözleşmesini emeklilik nedenine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken noktayı oluşturmaktadır .
İşçinin emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra ,yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi, işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka iş yerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür . Sosyal Güvenlik Hukuku alanında , yaş koşulunu da gerçekleştirmek sureti ile emekli olan işçilere sigorta destek primi ödeyerek çalışma imkanı tanındığı da dikkate alındığında, 1475 Sayılı Kanun’un 14/1-5. maddesindeki düzenleme açısından, yasa koyucunun amacının işçinin çalışma yaşamını aktif olarak sonlandırması olduğundan bahsedilemez. Çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, kendisi için çalışma koşullarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir iş yerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde Medeni Kanun’un 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Kanun ile tanınmış emeklilik nedeni ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem arz etmemektedir . Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir .
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.