Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/3000 E. 2014/1452 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3000
KARAR NO : 2014/1452
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2011/369-2012/691

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının hak kazanıp da ödenmemiş işçilik alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının aylık ücret miktarı, fazla çalışma ve hafta tatili çalışması sürelerinin tespiti ve ücret alacaklarının hesaplanmasında yasal kesintilerin belirlenmesi noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, Mahkemece davacı tanıkları beyanlarına itibarla aylık ücret miktarı talep gibi net 1800 TL ( brüt 2512,21 TL) tutarında kabul edilmiştir. Ne var ki, belirlenen bu tutar ilgili sendika tarafından günlük çıplak yevmiye üzerinden bildirilen emsal aylık ücret tutarını dahi aşmakta olup, dosya kapsamında davacı tanık beyanlarını denetlemeye elverişli itibar edilebilir başkaca delil bulunmamaktadır. Anılan nedenle, yukarıda belirlenen esaslar dahilinde emsal ücret araştırması genişletilmeli, yapılacak araştırma neticeleri tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirmeye tabi tutularak, aylık ücret miktarı belirlenmelidir. Yazılı şekilde salt davacı tanıkları beyanlarına itibarla sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
3- Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ve hafta tatili çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, anılan yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, Mahkemece tanık beyanlarına itibarla, davacının haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığı ve ayda bir hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.
Her iki davacı tanığının da davalıya karşı işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle açtığı davalarda, benzer taleplerde bulunduğu anlaşılmakta olup, iş bu davada iş yerindeki çalışma sürelerinin belirlenmesi açısından menfaatlerinin bulunduğu açıktır. Dinlenen davalı tanıkları ise, genel olarak yapılan işin niteliği gereği çalışma düzeninin mevsimsel hava koşullarından etkilendiği, yoğunluğun belli aylarda yaşandığı, aralık, ocak, şubat aylarında çalışmanın durduğu günlerin dahi olduğu bildirilmiştir.
İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği, işin inşaat sektörüyle bağlantılı olması sebebiyle mevsimsel hava koşullarının çalışmanın yoğunluğuna etki etmesi nazara alınarak, taraf tanıklarının beyanları ve dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının yılın aralık, ocak ve şubat aylarında fazla çalışma yapmadığı ve hafta tatili gününde çalışmadığı; diğer aylarda ise haftanın altı günü 08:00-19:00 saatleri arasında çalıştığı, buna ilaveten ayda bir hafta tatili gününde yine aynı saatlerde çalıştığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Anılan nedenlerle, belirtili esaslar çerçevesinde, ara dinlenme süreleri de nazara alınarak haftalık fazla çalışma süresi belirlenmeli, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacağı hesaplanmalı, şimdiki gibi hakkaniyet indirimi de uygulanarak hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde kabulle sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
4-Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri prime esas kazançlar içerisinde değerlendirilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, brüt ücret üzerinden hesaplanan yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından, damga ve gelir vergisi kesintilerinin yapılmasıyla yetinilerek, alacakların net miktarı tespit edilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen net tutarlar hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere, anılan ücretler prime esas kazançlar içerisinde olup, işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmaksızın alacağın net tutarının belirlenmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.