Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2983 E. 2014/1088 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2983
KARAR NO : 2014/1088
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2009/1005-2012/949

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı davalıya ait yurtdışındaki inşaat işyerlerinde çalıştığını haksız olarak sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının istifa ederek işten ayrıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının işyerinde bir yıllık çalışması olmadığından kıdem tazminatının reddine, ihbar tazminatının ise bilirkişi hesabı dikate alınarak kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez.
İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanılamaz. Bundan başka işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi yükümü ortaya çıkabileceğinden istifa türündeki belgelerin titizlikle ele alınması gerekir. İmzaya itiraz ya da metin kısmına ilaveler yapıldığı itirazı mutlak olarak teknik yönden incelenmelidir.
Somut olayda davacı 24.04.2003 tarihli dilekçesi ile işyerindeki şeflerini eleştirmiş bu tür kişilerle çalışmasının imkansız olduğunu da belirterek çıkışının verilmesini istemiştir. Yargılama aşamasında mahkemece sorulduğu halde istifa dilekçesindeki yazı ve imzayı inkar etmediği de dikkate alındığında davacının kendi serbest iradesi ile işyerinden ayrıldığı anlaşıldığınden davanın tümden reddi yerine, yanılgılı değerlendirme kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.