Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/27510 E. 2014/35503 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27510
KARAR NO : 2014/35503
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/957-2013/237

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun’un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması şartıyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda mahkemece, davacının ayda ortalama iki Pazar günü çalıştığının kabulü ile hafta tatili alacağının hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı şahidi Mehmet’in başka birimde görev yapması ve çalışma düzenini bilmemesi sebebiyle beyanına itibar edilemez. Diğer davacı şahidi Gülçin ise davacının, sadece 2010 yılında iki ay kadar her Pazar çalıştığını beyan etmiştir. Şu halde, davacı şahidi Gülçin’in beyanı doğrultusunda, sadece 2010 yılında iki aylık süre yönünden hesaplanacak hafta tatili alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde verilen karar isabetsizdir.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İnceleme konusu davada, mahkemece, ara dinlenme süreleri düşüldükten sonra, davacının haftanın beş günü günde dokuz saat, Cumartesi günleri sekiz saat ve ayrıca ayda iki Pazar da sekiz saat çalıştığı ve bu suretle haftalık toplam çalışma süresinin elliyedi saat, fazla çalışma süresinin ise oniki saat olduğu kabul edilerek fazla mesai alacağının hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de, karar, bu yönü ile de dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
Somut olayda, hafta tatili alacağı ayrıca hüküm altına alındığından ve şahit beyanlarına göre, sadece 2010 yılında iki ay süren Pazar çalışmalarında günlük yedibuçuk saati aşan çalışma bulunduğu ispatlanmadığından, fazla mesai alacağı hesaplanırken, Pazar çalışmalarının da ayrıca çalışma süresine dahil edilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece davacının, ara dinlenme süreleri düşüldükten sonra, hafta içi beş gün günde dokuz saat, Cumartesi günleri de sekiz saat olmak üzere toplam elliüç saat çalıştığı ve haftalık fazla çalışma süresinin sekiz saat olduğu kabul edilerek belirlenecek fazla mesai alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.