Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/27498 E. 2014/35496 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27498
KARAR NO : 2014/35496
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2010/1025-2013/548

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının, 04.07.2008 ilâ 28.02.2010 tarihleri arasında müvekkili şirket yanında çalıştığını, davalının 28.02.2010 tarihinde istifa ettiğini ve şu anda dava dışı S. Endüstriyel Pompalar San. Tic. Ltd. Şti. yanında çalıştığını, davalının müvekkil şirket nezdinde öğrenmiş olduğu bilgileri kullanarak rakip şirket için pazarlama ve satış işi yaptığını, davalının çalıştığı şirketin, müvekkil şirketin distribütörlüğünü yaptığı S. SPA unvanlı yabancı şirketin Türkiye’deki mümessilliği olduğunu, davalının şu anda çalıştığı şirketin, müvekkil şirketin portföyünü haksız olarak kullanarak kazanç sağladığını ve kendileri aleyhine haksız rekabet davası açıldığını, davalının müvekkil şirkette edinmiş olduğu tüm bilgileri rakip şirket için kullanarak müvekkil şirketin ekonomik olarak pazardaki itibarı anlamında zarar görmesine sebep olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 58. maddesinde haksız rekabet sebebiyle zarar gören veya böyle bir tehlikeye maruz kalan kimsenin maddi ve manevi tazminat isteme hakkı olduğunun düzenlendiğini, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 29.06.1960 tarihli 1960/13 ve 1960/15 sayılı kararında; İş Mahkemelerinin, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında “iş akdinden doğan” veya “iş kanuna dayanan” her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların bu mahkemelerde çözümleneceği açıklanmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca; bir uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görülebilmesi için, işçi sayılan kişilerle işveren arasında iş sözleşmesinden doğan veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir.
Rekabet etmeme borcu ise işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan değildir. İş sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülüktür. Buna karşılık, taraflar iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabilirler. İş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır.
Bu noktada, iş görme ve sadakat borçları ile rekabet etmeme borcu (rekabet yasağı) arasındaki ayrıma değinilmesinde yarar bulunmaktadır:
İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır. Rekabet etmeme borcu ise, ancak iş sözleşmesi taraflarının açıkça kararlaştırmaları halinde ortaya çıkar.
Bundan başka, iş görme ve sadakat borçlarının yerine getirilmesi sadece sözleşmenin yürürlüğü sırasında söz konusudur. Buna karşılık Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan rekabet etmeme borcu ise iş sözleşmesinden sonraki süre içinde yerine getirilir. Rekabet etmeme yükümüne ilişkin sözleşmenin yazılı şekilde yapılması, iş ve süre ile sınırlandırılmış olması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye sokmaması ve işçinin reşit olması gerekir.
Yukarıdaki ayrıntılı açıklamalar göstermektedir ki, iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak davalar, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesinin açık hükmü karşısında tarafların sıfatına bakılmaksızın mutlak ticari davalardan olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir.
Somut olayda davalının, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı davranması sebebiyle maddi ve manevi tazminat talep edilmektedir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, somut durumda görevli mahkeme Ticaret Mahkemesidir. Görev hususu, dava şartı olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bu anlamda mahkemece, görevsizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.