Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/27263 E. 2014/35471 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27263
KARAR NO : 2014/35471
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2010/723-2013/330

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, katlı otopark yanındaki şantiyede çalıştığını ve şantiyenin kaldırılması sebebi ile iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının şirkete ait malzemelerin bekçiliğini yapmak üzere çalıştırılırken, bekçiliğini yaptığı altı adet 120 cm. ahşap makaralara sarılı bakır tel makarasının çalındığının anlaşıldığını, suça davacının da karıştığınından şüphelenildiğini, davacı hakkında 07.08.2010 tarihinde suç duyurusunda bulunduklarını ve 09.08.2010 tarihinde iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda; davalı işveren işyerinde bekçi olarak çalışmakta olan davacının iş sözleşmesinin, 10.06.2010 tarihli bildirim ile 09.08.2010 tarihi itibari ile feshedileceğinin bildirildiği, ihbar süresinin bitimine iki gün kala 09.08.2010 tarihinde davalı işveren işyerinde gerçekleşen hırsızlık olayı ile ilgili olarak davacıdan da şüphelenildiği ve iş sözleşmesinin hırsızlık olayına karıştığı gerekçesi ile tazminatsız olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmışsa da; feshe konu olay aydınlatılmadan hüküm kurulması isabetli değildir. Davacı hakkında da suç duyurusunda bulunup, kamu davası açıldığına göre; söz konusu ceza davasının sonucu beklenmeli ve davacının hırsızlık olayı ile ilgisi olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hakkında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.