Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/27254 E. 2014/35465 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27254
KARAR NO : 2014/35465
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Doğubayazıt Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/05/2013
NUMARASI : 2010/464-2013/199

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız ve kötüniyetli olarak işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı, manevi tazminat ve fazla çalışma alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık haklı sebebine dayanılarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacı vekili, davalı şirketin sorumlusu Erol Hanavdeloğulları’nın bilgisi dahilinde eşini sağlık sebepleri ile Iğdır’a götürüp dönen davacıya işe gittiğinde şirket yetkilisi tarafından bir daha işe gelmemesi ve işine son verildiği hususunun bildirildiğini, davacıya istifa dilekçesi imzalatılmak istendiğini, davacının istifa dilekçesi vermemesi üzerine Doğubayazıt Noterliği aracılığı ile fesih bildiriminde bulunulduğunu, davacının iş sözleşmesinin haksız, bildirimsiz ve kötü niyetli olarak feshedildiğini, fesih bildiriminde üç gün mazeretsiz olarak işyerine gelmeme sebebine dayanılmasına rağmen bu sebebin gerçek dışı olduğunu, fesih bildiriminde fesih tarihinin 27.09.2010 olarak belirtilmesine rağmen iş sözleşmesinin sözlü olarak 23.09.2010 tarihinde feshedildiğini ileri sürerken; davalı işveren, davacının 22.09.2010 tarihinde sabah saatlerinde işyerine gelerek eşinin hasta olduğunu ve eşini Doğubayazıt Devlet Hastanesi’ne götürüp 10 dakika sonra geleceğini beyan ettiğini, ancak saat 15:00 civarında işe geldiğini ve daha sonra işyerinden yine ayrıldığını, bu hususta kendisi hakkında tutanak tutulmadığını, 23.09.2010 tarihinde ise işyerine gelerek artık çalışmayacağını beyan ettiğini, bunun üzerine istifa dilekçesi yazarken şirket yetkilisi tarafından şirkete ait telefonları, kıyafetleri ve anahtarı bırakması ve kasayı teslim etmesinin talep edildiğini, davacının istifa dilekçesini yarım bırakarak evde bıraktığı eşyaları teslim etmek üzere evine gittiğini ve bir daha geri gelmediğini, telefonlara cevap vermediğini, 23.09.2010-27.09.2010 tarihleri arasında mazeretsiz olarak işe gelmediğine ilişkin tutanakların düzenlendiğini, davacının iş sözleşmesinin istifa dilekçesini tamamlamaması ve mazeretsiz olarak işe gelmemesi sebebi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/11-g. maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiş ise de; fesih hususunda hatalı değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Zira, davacı olaya ilişkin kolluk ifadesinde, 23.09.2010 günü tekrar işe gittiğini ve Erol’a, hem izin verdiklerini hem de bağırıp çağırdıklarını söylediğini, Erol’un da “ben kimseyi takmam işine nasıl gelirse” dediğini, bunun üzerine işi bırakacağını söyleyip anahtarı ve telefonu almasını istediğini, Erol’un kabul etmediğini, bunun üzerine cebine koyup işyerinden ayrıldığını belirtmiştir. Davacı tarafından yazılmaya başlandığı anlaşılan 22.09.2010 tarihli istifa dilekçesinin ise yarım bırakıldığı ve “04.08.2005 tarihinden itibaren çalışmakta olduğum işimden 22.09.2010 tarihinden itibaren özel…” şeklinde yazılmaya başlandığı da dosya kapsamı ile sabittir. Dosya içeriği, dosyadaki delil durumu, iddia ve savunma ile şahit anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; eşini hastaneye götürmesi için davacıya izin verildiği halde, dönüşte işverence bağırıp çağrıldığı ve bunun üzerine iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Haklı sebeple de olsa iş sözleşmesini kendisi fesheden işçi kıdem tazminatına hak kazanır ise de ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğine göre; davacı işçi, iş sözleşmesinin kötüniyetli olarak feshedildiğini ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, iki nolu bozma ilamında da belirtildiği üzere iş sözleşmesinin işveren değil işçi tarafından feshedildiği ve feshe konu olay sebebi ile kişilik haklarının ağır olarak ihlal edildiği davacı tarafından yöntemince ispatlanamadığından, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.