Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/27058 E. 2014/35522 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/27058
KARAR NO : 2014/35522
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/07/2013
NUMARASI : 2011/942-2013/787

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 1983-2011 yılları arasında aralıklı olarak çalıştığını, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshettiği halde davalı tarafından kıdem tazminatının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa etmek istediğini belirtir bir dilekçe yazmak suretiyle işten ayrıldığını, akabinde aynı iş kolunda kendi firmasını kurduğunu, davacının emeklilik istemine ilişkin şirkete ulaşmış bir başvurusu bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
Davacı işçinin teknik ressam olarak davalı işyerinde çalıştığı, davacının iş sözleşmesini yaşlılık aylığı almak amacıyla 30.06.2010 tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini, yaşlılık aylığı bağlanmasına müteakip davalı işyerinde çalışmaya devam ettiğini ancak davalının kıdem tazminatını ve ücret alacaklarını ödememesi üzerine 02.05.2011 tarihinde iş sözleşmesini bu defa da haklı sebeple feshettiğini ileri sürmüş, davalı taraf, davacının emeklilik istemine ilişkin bir başvurusunun şirkete ulaşmadığını, davacının kendi işini kurmak üzere istifa ettiğini bu sebeple kıdem tazminatı talebinin yersiz olduğunu savunmuştur. Mahkemece davacı işçinin 30.06.2010 tarihinde iş sözleşmesini feshettiğine dair işverene bir belge ibraz etmediği, işyerinde 01.05.2011 tarihine kadar çalıştığı ve iş sözleşmesini istifa etmek suretiyle sona erdirdiği gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının 04.06.2010 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna emekliliğe hak kazanıp kazanmadığını öğrenmek amacıyla başvuruda bulunduğu, kurum tarafından davacıya verilen cevabi yazıda, davacının yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı, yaşlılık aylığı bağlanması için işten ayrılarak yazılı talepte bulunmasının gerektiğinin bildirildiği, davalı şirketin imza ve kaşesi bulunan 30.06.2010 tarihli sigortalı hesap fişi belgesine göre davacının emeklilik sebebiyle 30.06.2010 tarihinde işten ayrılışının bildirildiği, davacının 30.06.2010 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsis talebinde bulunduğu ve Kurum tarafından davacıya aylık bağlandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 30.06.2010 tarihinde emeklilik sebebiyle sonlandırıldığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu tarihten sonraki sözleşme yeni bir iş ilişkisine dayanmaktadır. Bu durumda 30.06.2010 tarihinden önceki çalışmalara ilişkin kıdem tazminatına hak kazanıldığı gözetilerek hesaplama yapılması gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.