Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2680 E. 2014/1110 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2680
KARAR NO : 2014/1110
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2011
NUMARASI : 2010/148-2011/836

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı işçinin müvekkili şirkette tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışırken ulaşımda kullanması amacıyla kendisine tahsis edilen araç ile 29.10.2009 günü, saat 01:00 civarında Aydın-İzmir karayolu üzerinde trafik kazası yaptığını, kazanın 01:00 civarında gerçekleştiği ve araçta ablasının da bulunduğu dikkate alındığında davalının şirketçe tahsis edilen aracı mesai saatleri dışında ve tamamen özel amaçlı olarak kullanırken kaza yaptığını, olayla ilgili olarak tutulan tutanakta davacının yetmiş promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, davacının kaza sırasında alkollü olması sebebiyle araçta meydana gelen hasarın tamiri için fatura edilen tamir masrafının …. Sigorta A.Ş. tarafından karşılanmadığını, bu sebeple davalının alkollü olarak yaptığı kaza sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğradığını belirterek alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin saha çalışanı olsa da kendisine tahsis edilen işbu aracın şahit beyanlarıyla da sabit olacağı üzere tüm şirket çalışanları tarafından mesai saatleri haricinde de yıllardan beri ilaç mümessilleri tarafından gerek özel işleri gerekse sair işleri için kullanıldığının anlaşılacağını, sözkonusu kaza sebebiyle sigorta şirketi tarafından müvekkilinin yetmiş promil alkollü olması sebebiyle ödeme yapılmadığını, davacı işveren tarafından da bu kaza sebebiyle sigorta şirketi tarafından karşılanmayan tamir masraflarının tahsili talep edilmiş ise de; müvekkilinin kesinlikle kanuni sınırların üzerinde alkollü araç kullanmadığını, davalının trafik kontrolüne yapılan itiraz üzerine Aydın Devlet Hastanesine sevk edildiğini, Aydın Devlet Hastanesinde yapılan tahlil neticesinde müvekkilinin kanuni sınırların altında kırkdokuz promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, bu durumda davacı işverenin iddialarının aksini Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi öngörülen sınırın altında kalması sebebiyle aleyhine herhangi bir yaptırımın uygulanamayacağını, gerçekleşen kazada da kendisine kusur atfedilemeyeceğinden, sigorta şirketi tarafından da ödeme yapılmasına ilişkin herhangi bir hukuksal dayanak da bulunmadığından, işverenin tahsil imkanı bulunmayan zararının kalmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda araçta meydana gelen hasardan davacının kusuru oranında sorumlu olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirket tarafından dava dışı bir şirketten kiralanarak işi gereği davalıya tahsis edilen araç ile davacının alkollü olarak sebep olduğu maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle davacı şirketin zararının giderilmesine ilişkindir.
Olay anında düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında; kazanın oluşumunda …….. plakalı H.oto sürücüsü E.. G.. 2918 sayılı K.Y.T.K. 84. maddesinde yer alan – 08 – kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal ettiğini, ……… plakalı H. Oto sürücüsü A… Ç….’in de ayni Kanunun diğer maddelerinden 52/1 a- kavşaklara yaklaşırken aracın hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiği, kaza yerinde yapılan inceleme sonucunda anlaşılmıştır şeklinde tespit yapılmış olduğu belirtilmiştir. Alkol muayene raporunda ise, davacının 0,70 promil alkollü olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından davalının tek taraflı olarak kendi kusuru ile kendisine görevi sebebi ile tahsis olunan araçta zarara sebebiyet verdiği, oluşan zararda davacı işveren şirketin herhangi bir kusurunun ve/veya ihmalinin sözkonusu olmadığı, davalının kaza esnasında alkollü olduğu açıkça anlaşılması karşısında davalı, davacı şirketin tüm zararından sorumludur. Davacı işveren meydana gelen zararı sigorta şirketinden tahsil edemediğine göre meydana gelen zararın tamamının davalı tarafından karşılanması gerektiği halde, mahkemece davalının kusuru oranında tazminle yükümlü olduğuna ilişkin kararında isabet bulunmamaktadır.
Dosya içeriğinde mevcut tüm deliller karşısında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan ve dosyadaki delillerle örtüşmeyen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.