Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25886 E. 2014/35080 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25886
KARAR NO : 2014/35080
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2011/555-2013/325

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin 17.06.2005-02.08.2010 tarihleri arasında mağaza müdürü olarak çalıştığını, en son 1.000,00 TL ücret aldığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve ihbarsız sona erdirildiğini, haftada 6 gün 09.00-20.00 saatleri arasında, hafta sonu 10.00-20.00 saatleri arasında çalışma yaptığını, ayrıca resmi tatil ve dini bayram günlerinde çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, 2009 yılından 7 gün 2010 yılından 7 gün kullanmadığı yıllık izni olduğunu beyan ederek alacakların faizi ile davalıdan alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının kendi isteği ile istifa ederek işten ayrıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, müvekkili şirketin AVM’de işyeri olduğunu, söz konusu çarşıların açılış ve kapanış saatlerinin belli olduğunu, dolayısıyla fazla mesai alacağı olmadığını, yıllık izinlerini kullandığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin haksız olarak işverence feshedildiği diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin kim tarafından ne şekilde sona erdirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İstifa ederek iş sözleşmesini kendisi sona erdiren taraf kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamaz. Somut olayda davacının sayımda eksik mal çıkması akabinde görevinden istifa ettiğine dair dilekçe verdiği görülmektedir. Bu dilekçeye itibar edilerek davacının iş sözleşmesini kendisinin sona erdirdiğinin kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile davacının kıdem ile ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması isabetsizdir.
3-Ücretin miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir.
Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davacı 1.000,00 TL ücret aldığını iddia ederken davalı davacının asgari ücret aldığını savunmuştur. Mahkemece davacının özellikleri açıklanıp yöntemince ücret araştırması yapılmaksızın davacının iddia ettiği ücreti aldığının kabulü yerinde olmamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi ücret araştırması yapılarak sonucuna göre diğer delillerle konunun değerlendirilip davacının ücretinin belirlenmesi ve taleplerinin hüküm altına alınması gereklidir. Bunun yapılmaması ise hatalıdır.
4-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve varsa miktarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacının AVM içindeki mağazada sorumlu olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. AVM açılış ve kapanış saatleri ile davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğine davacının haftanın 6 günü 10:00-20:00 saatleri arasında çalıştığının tespiti dosya içeriğine uygundur. Ancak bilirkişice bu tespit yapıldıktan sonra hesap hatası yapılarak haftalık çalışma süresinin 63 ve fazla çalışma süresinin 18 saat olarak belirlenmesi isabetsizdir. Zira söz konusu çalışma saatlerine göre haftalık çalışma süresi 54 ve fazla çalışma süresi ise 9 saattir. Bu itibarla haftalık 9 saat üzerinden davacının fazla çalışma ücreti talebinin değerlendirilmesi zorunludur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.