YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25825
KARAR NO : 2014/35214
KARAR TARİHİ : 11.12.2014
MAHKEMESİ : Lüleburgaz İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2012/18-2013/175
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının iş sözleşmesini haklı feshettiğini ileri sürerek kıdem ve tazminatı, ücret, yıllık izin, fazla çalışma ile genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabında; davacının davalı işyerinde plasiyerlik yaptığını, işyeri uygulaması ve çalışına şartları gereği tahsilatlardan %l oranında prim verileceğinin belirtildiğini, ancak bu primin düzenli ödemelerden olmadığını, plasiyerin işverene fayda sağladığı ölçüde prime hak kazanacağını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g bendi uyarınca sona erdirildiğini dayanağı olmayan isteklerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece fazla çalışma ücreti ödenen primlerle karşılandığından reddine diğer isteklerin ise bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı isteğinde bulunan işçi bu iddialarını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Talep edilen alçaklarla ilgili ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının ücret ve tahsilat tutarları üzerinden %1 oranında primle çalıştığı anlaşılmaktadır. İşçi ne kadar fazla çalışırsa o kadar çok prim kazancı elde edeceğinden fazla çalışma karşılığı aldığı primlerin, fazla mesai ücreti hesabında dikkate alınması gerekir. Bu tür çalışmalarda işçi fazla çalışmasının karşılığı olarak değişen oranlarda aldığı primin fazla çalışmanın zamsız kısmı olduğunun kabul edilerek bu ödemelerin %50 zamlı kısmının hesaplanması işin ve çalışmanın niteliğine daha uygundur. Somut olayda davacının fazla mesai alacağı hesaplanırken temel üzeret üzerinden %50 zamlı kısmının belirlenerek sonuca gidilmesi gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.