Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2579 E. 2014/933 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2579
KARAR NO : 2014/933
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2011/149-2012/259

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . …. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren işyerinde 26.07.2006-28.02.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, fark kıdem ve ihbar tazminatları ile izin alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davalı işyerinde 01.03.2009-24.03.2011 tarihlerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin feshinde usulüne uygun ihbar süresi verildiğini ve kıdem tazminatının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davalı işyerinde 17.10.2007-28.02.2011 tarihleri arasında çalıştığı ve davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının hizmet süresi hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı davalı işveren iş yerinde 26.07.2006-28.02.2011 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürerken, davalı davacının 01.03.2009-24.03.2011 tarihleri arasında çalışması bulunduğunu savunmuştur. Davacının sigortalı hizmet cetveli de hizmet süresi başlangıç tarihi yönünden davalı savunmasını doğrular niteliktedir. Mahkemece, davalı şirketin faaliyete başladığı 17.10.2007 tarihi hizmet süresi başlangıcı olarak kabul edilmişse de, kayıt dışı dönem için yeterince araştırma yapılmamıştır.
Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde dönem bordrolarını getirtmek ve bordro şahitlerini resen tespit edip dinlemek, gerek görüldüğü takdirde kurumdan sorulmak suretiyle veya ayrıntılı zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu iş yerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, komşu işyeri şahitlerinin çalışma süresini tereddütsüz belirlemek amacıyla gerek görüldüğü takdirde hizmet döküm cetvellerini getirtmek, davacının davalı işveren iş yerinde çalıştığı birimlerdeki belgelerde adının bulunup bulunmadığını gerekirse iş yerinde keşif de yapmak suretiyle denetlemek, davalı iş yerinde şirketleşmenin hangi tarihte başladığını, işletmenin ne zaman tüzel kişilik kazandığını, önceki dönemde de aynı yerde iş yeri bulunup bulunmadığını ve varsa kim tarafından işletildiğini belirlemek, davacıya yapılan ücret ödemeleriyle ilgili belgelerini istemek ve hizmet süresinin nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İhbar süreleri ve ihbar tazminatı yönlerinden taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
Somut olayda; davacı işçi 28.02.2011 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederken, davalı işveren iş sözleşmesinin usulüne uygun ihbar süresi tanınarak feshedildiğini ve davacının 24.03.2011 tarihinde işten ayrıldığını savunmuştur. Dosyada bulunan davacıya ait sigortalı hizmet cetvelinde 2011 yılı Ocak ayından sonrasına ilişkin kayıt bulunmadığı ve hizmet döküm cetvelinin güncel olmadığı anlaşılmaktadır. Husumetli olan davacı şahidi tüm işçilerin 28.02.2011 tarihinde işten çıkartıldığını beyan ederken, davalı şahitleri işten çıkış tarihi ile ilgili net bir tarih verememişlerdir. İşverence yapılan fesih bildiriminde davacıya kırkiki gün ihbar süresi tanındığı, iş arama izninin de günde iki saat ya da kırkiki günün sonunda onbir gün işi erken bırakarak kullanılabileceğinin bildirildiği, davacı tarafından bu sürenin onbir gün olarak kullanılmak istenildiğinin fesih bildiriminin altına yazıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı iddiasına itibar edilerek ve taleple bağlı kalınarak çıkış tarihi 28.02.2011 olarak esas alınmış ve usulüne uygun olarak ihbar süresi kullandırılmadığı gerekçesi ile ihbar tazminatı talebi hüküm altına alınmış ise de; davacıya usulüne uygun olarak ihbar süresi kullandırılıp kullandırılmadığı hususunda yeterince araştırma yapılmamıştır. Yapılacak iş, bozma ilamının ikinci bendi gereği davacının gerçek hizmet süresi tespit edilerek davacının bu hizmet süresine göre kaç hafta ihbar süresine hak kazandığı, fesih bildirimi ve ihbar süresinin tebliğ edildiği tarih saptanarak, tebliğ tarihinden sonra davacının ne kadar süre daha çalıştırıldığı ve ihbar süresinin kaç gün olarak kullandırıldığı belirlendikten sonra davacının ihbar tazminatı isteği hakkında bir karar vermekten ibarettir. Bu yön gözetilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.