Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25740 E. 2014/12844 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25740
KARAR NO : 2014/12844
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/650-2013/263

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette kredi kartları ve üye işyeri operasyon direktörü olarak çalışmakta iken, iş sözleşmenin 31.01.2011 tarihinde organizasyon nedeniyle feshedildiğini, müvekkiline ve davalı bankanın diğer çalışanlarına banka tarafından mutat olarak her yıl prim ödemesi yapıldığını, müvekkilinin çalıştığı bölüm arkadaşlarına 2010 yılına ait prim ödemesinin 2011 yılında mart ayında yapıldığını, davalı bankanın haksız olarak, müvekkilinin bu tarihte çalışmadığından bahisle 2010 yılı prim ödemesini yapmadığını iddia ederek prim alacağının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili şirkette uygulanmakta olan prim sisteminin hak edişe dayalı olup kayıtsız şartsız ödenen bir ikramiye niteliği taşımadığını, prime hak kazanmanın koşulu, prim yılı sonunda belirlenen hedefin tutturulması ve halen işyerinde çalışıyor olunması olduğunu, hedef oranlarının belirlendiği tarihte işyerinde çalışmakta olan davacının, hedef yılını doldurmadığı ve hedeflerdeki başarı oranlarının tespit edildiği süreçte işçi – işveren ilişkisinin bulunmadığını, savunarak haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin prim alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi ve hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 esas, 2007/611 karar,)
Tefhim edilen kısa karardaki hüküm fıkrası ile gerekçeli karardaki hüküm fıkrası çelişki yaratılmaması gerekir. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 14.04.1992 gün ve 1991/7 esas.1992/4 karar, sayılı kararı uyarınca başlı başına bozma sebebidir.
Somut olayda; mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmiştir. Bununla birlikte bilirkişi raporunda davacının 45.407,60 TL prim alacağı olduğu belirtilmesine rağmen mahkemece 51.701,00 TL prim alacağına hükmedilmiştir. Bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır. Bu itibarla temyize konu kararın bu çelişki nedeni ile sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.