Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2556 E. 2014/1626 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2556
KARAR NO : 2014/1626
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/05/2010
NUMARASI : 2009/1083-2010/221

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Bankada 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Emekli Sandığı Kanununa tabi memur statüsünde çalışmaya başladığını, özelleştirme kapsamına alınması üzerine davacı ile davalı banka arasında İş Kanunu hükümlerine tabi belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin yapıldığını, davacının bilahare emekli olduğunu, davalı bankanın sözleşmeden önceki dönemler için kıdem tazminatını kendi brüt ücreti ve kıdem tazminatı tavanını dikkate alarak değil, “emekli sandığına tabi muadil devlet memurunun aldığı emekli ikramiyesi” üzerinden hesaplama yaparak eksik kıdem tazminatı ödediğini, sabah 08.30’da işbaşı yapan davacının en erken saat:21.00’de işini bırakabildiğini, kimi günler bu çalışmaların gece yarılarına kadar devam ettiğini, davacının cumartesi-pazar günleri de çalıştırıldığını ileri sürerek, fark kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, kıdem tazminatı tavan hesabının yasal düzenlemeye uygun yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacı dava dilekçesinde, fark kıdem tazminatı dışında, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları da talep etmiştir.
Mahkemenin gerekçesinde, davanın kıdem tazminatı farkı istemine ilişkin olduğu belirtilerek, davacının fark kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı değerlendirilmiş ve davacının diğer talepleri incelenmeksizin tek celsede karar verilmiştir.
İddia ve savunma hakkı, Anayasa’nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza da yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında, davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Bu durumda, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarına ilişkin delillerini ibraz etmesi için usulüne uygun mehil verilmesi ve tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre söz konusu alacaklar hakkında hüküm kurulması gerekirken, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.