Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25440 E. 2013/20195 K. 30.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25440
KARAR NO : 2013/20195
KARAR TARİHİ : 30.09.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin, işletmenin yeniden yapılandırılması kapsamında, şube operasyon kadrolarının bazı işlemlerinin merkezi operasyon birimlerine devredilmesine karar verilmesi üzerine, meydana gelen personel fazlalığını işin gereklerine göre verimli sayıda tutmak amacıyla geçerli nedene dayanarak feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, işverenin feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkanlarını hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davalı işverenlikçe yeniden yapılanmaya gidildiği ve bu kapsamda davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tartışmasızdır. Her ne kadar mahkemece feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, fesih bildiriminde belirtilen sebeplere göre, davacının kısa bir eğitimle davalı iş yerinde başka bir birimde çalıştırılıp çalıştırılamayacağı, fesihte son çare ilkesine uyulup uyulmadığı hususlarının belirlenmesi bakımından, bankacılık alanında uzman üç kişiden oluşan bilirkişi heyetinden şirketin olaya ilişkin tüm kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor alınmalı ve tüm deliller değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.