Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25405 E. 2014/34882 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25405
KARAR NO : 2014/34882
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Erzurum İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2011/497-2013/298

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini belirterek davalıdan kıdem tazminatı ile sair işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği gerekçesiyle ve bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı, kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ücreti konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı işyerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Davacı fesih ihtarnamesinde ücretin net 950,00 TL olduğunu, bordro ile bankaya yatırılan ücretler arasında fark bulunduğunu ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise ücret iddiasının ispatlanamadığı, banka ekstresinde maaş açıklaması ile yapılan ödemelerin hemen ardından “kasadan yatan” açıklaması ile başka ödemelerde olduğunu ancak kasadan yatan adı altında yatan tutarların detayı görülmediğinden maaş ödemesinin iki parça halinde yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı gerekçesiyle asgari ücretten hesaplama yapılmıştır.
Taraflar arasında davacıya ücretinin dışında başkaca bir ödeme yapıldığı konusunda bir tartışma bulunmadığı gibi davacı normal ücretinin dışında herhangi bir sosyal yardım ücreti ödendiğini de iddia etmemiştir.
Somut olayda, her ne kadar davacının ücreti asgari ücret kabul edilmiş ise de davacının yaptığı iş itibariyle asgari ücretle çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, hesap ekstresinde “kasadan yatan” adı altında yapılan ödemelerin maaş ödemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ücret iddiası ispatlamış olup, net 950,00 TL’den yapılacak hesaplama doğrultusunda talepler hüküm altına alınmalıdır.
Davacının ücretinin asgari ücret kabul edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda alacakların hüküm altına alınması hatalı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.