Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25334 E. 2014/34834 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25334
KARAR NO : 2014/34834
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Aydın 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2013
NUMARASI : 2012/211-2013/88

Hüküm süresi içinde davalı B.. B.. tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 10.05.1986 -28.08.2007 tarihleri arasında her ayın on günü her bir davalı iş yerinde ayrı ayrı olmak üzere kısmi süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını, iş sözleşmesini yaşlılık aylığı almaya hak kazanması sebebi ile sonlandırıldığını, hak kazandığı yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı Bıyıklı Esnaf ve Sanatkarlar Odası temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a-Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b-Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c-Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç-Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d-Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e-Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesine göre “ Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Hüküm fıkrası ile gerekçe arasında çelişki olması 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de usule aykırıdır.
Önemle belirtmek gerekir ki, Anayasanın 141. maddesinde, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan kanuni düzenlemede yargıcın, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm ispatları toplaması, tartışması, bu ispatlardan hangilerine değer vermediğinin sebebi, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran yargıcın böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.
Mahkemece 22.05.2013 tarihinde tefhim edilen kısa kararda kararın gerekçe bölümünde, davacının B. Şoförler ve Otomobilciler odası nezdinde geçen çalışmaların 30.06.2005 tarihinde son bulduğu davanın 17.08.2011 tarihinde açılması sebebi ile bu davalı yönünden yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğradığı belirtilmiş ise de; hüküm fıkrasında 1.000,00 TL yıllık izin alacağının dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte B. Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanlığından tahsili yönünde hüküm kurulmuştur. Hüküm fıkrası ile kararın gerekçe bölümü çelişkili olup, bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesine aykırı olduğu anlaşıldığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Öte yandan; davacının tüzel kişilikleri farklı olan davalılara ait iş yerinde her ay on gün, birbirinden bağımsız iş sözleşmeleri ile çalıştığı ileri sürüldüğünden, davalılar arasında ihtiyari ve zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı anlaşılmaktadır. İddia ve savunmanını usule uygun şekilde araştırılması, delillerin tümüyle toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve kararın Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için dosyaların ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılması da zorunluluk bulunmaktadır. Bu sebeple kabule göre de her üç davalı yönünden açılan davaların tefrik edilmemesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.