Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25324 E. 2014/33882 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25324
KARAR NO : 2014/33882
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2010/480-2013/452

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıların iş yerinde 22.08.1994 tarihinde işe girdiğini, iş sözleşmesinin 25.07.2009 tarihinde gerekçe gösterilmeksizin bildirimsiz olarak feshedildiğini, iş yerinin V.A. tarafından 25.01.2000 tarihinde kardeşi N.A.’e devredildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemeye sunduğu 18.10.2011 tarihli düzeltme dilekçesinde; çalıştığı işverenliğin şahıs şirketi olduğunu düşünmesi sebebiyle V.ve N. A.’i davalı olarak gösterdiğini, gerçekte A. Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ne dava açmak istediğini beyan etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu iş yerinin A. Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğunu, bu sebeple N. A.yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının 2008 yılında emekli olması sebebiyle iş yerinden ayrıldığını ve iş yeri devrinin sözkonusu olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar arasında iş yeri devri olduğu, iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği, haklı sebebin davalı tarafından ispatlanamadığı, bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı N. A.’in işbu davada taraf sıfatı taşıyıp taşımadığı uyuşmazlık konusudur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi ile bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
Hasımda yanılma halinde taraf değişikliği karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya hasımda yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde işe ilk girişinde V. A.’in, sonrasında ise N. A.’in yanında çalıştığını, bu kişiler arasında iş yeri devri olduğunu belirterek alacaklarının adı geçen şahıslardan alınmasına karar verilmesini istemiş, bilahare verdiği düzeltme dilekçesi ile çalıştığı işverenliğin şahıs şirketi olduğunu düşünmesi sebebiyle dava dilekçesinde V. ve N. A.’i davalı olarak gösterdiğini, gerçekte A. Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti.’ne dava açmak istediğini beyan etmiştir.
Dosyadaki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının davalı şirket ile N. A.’e ait müstakil iş yerinde çalışması görünmekte ise de, davacının beyanı nazara alındığında N.A. hakkında açılmış bir dava olmadığının kabulü ile davalı şirket hakkında hüküm kurulması ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde N.A. aleyhine hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının çalışma süresi taraflar arasında çekişmelidir.
Resmi kayıtlar ve dosyadaki bildirgelere göre davacının 01.01.1997 tarihinden itibaren olan çalışmalarının önce dava dışı V. Yapı Malz. Şirketinde gösterildiği (01.01.1997 – 25.02.2000 arası), ardından kesintisiz olarak davalı A. Yapı Malz. Şirketine girişinin yapıldığı ( 25.02.2000 ‘den – 25.04.2006 tarihine kadar üç kez giriş çıkış yapıldığı ), ardından aynı yerde aynı iş yeri numarası üzerinden faaliyete devam eden ve A. Yapı Malz. Şirketinin ortağı olan N.A. isimli işverenlikte sigortalılığının devam ettirildiği ( 25.04.2006 – 09.01.2008 arası ) ve son olarak da emekliliğe müteakkip 07.02.2008 tarihinde tekrar A.Yapı Malz. Şirketine girişinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının 09.01.2008 tarihinde emeklilik dilekçesi verdiği ve aynı tarih itibariyle çıkışının yapıldığı görülmüşse de, davalı şirket tarafından yaplan işe giriş bildiriminde 07.02.2008 itibariyle işe başlatıldığı bu tarihten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bilirkişi tarafından kıdeme esas sürenin son günü 25.07.2009 olarak kabul edilmiş ise de, çalışma süresini ispat ile mükellef olan davacı tanık dinletmemiş, ispata yarar başkaca delil de göstermemiştir.
Bu durumda, 09.01.2008 tarihinden sonraki çalışma ispat edilemediğinden bu dönemin tazminata esas süreden dışlanması gerekirken, kıdem hesabına dahil edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.