Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25150 E. 2014/34676 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25150
KARAR NO : 2014/34676
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/476-2013/173

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işverene ait özel okulda aylık ücretli sosyal bilgiler öğretmeni olarak çalıştığını, ancak 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince ödenmesi gerekenden eksik ücret ödendiğini, 2011-2012 eğitim öğretim dönemi için hazırlanan iş sözleşmesinde aleyhe esaslı değişiklikler bulunması sebebi ile değişiklikleri kabul etmediğini bildirmesi üzerine iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile %1 fazlası ile ücret alacağını İstemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu ve sürenin bitmesi ile kendiliğinden sona erdiği için davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin ücretin düşürülmesi şeklindeki esaslı değişikliğin davacı tarafından kabul edilmemesi üzerine işçi tarafından haklı olarak feshedildiği ve ücretin sözleşme serbestisi ilkesi gereğince tarafların iradesine uygun olarak belirlendiği gerekçeleriyle davanın kısmen karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı temyizi yönünden; kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır.
Somut olayda; davacı işçinin kıdem tazminatına esas ücreti belirlenirken günde 10,00 TL yemek yardımından faydalandığı kabul edilerek sonuca gidildiği, davalının savunması üzerinde yeterince durulmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından, bilirkişice belirlenen yemek yardımına itiraz edilmiş ve ekinde yemek hizmeti sözleşmesi sunulmuş olup, ilgili sözleşmenin incelenmesinde her bir işçi yönünden ara öğün için 3,00 TL + KDV ve öğle yemeği için 1,00 TL + KDV yemek bedeli belirlendiği sabittir. Yemek yardımı miktarı belirlenirken işçinin işverene maliyetinin tespit edilmesi gerektiğinden ve işverence bu hususta delil sunulmuş olduğundan, davacının tazminata esas ücretine eklenecek yemek yardımı tutarı sözleşme hükümleri dikkate alınarak belirlenmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı temyizine gelince; davacı işçinin 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9/2. maddesinde “Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davacı işçi 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesindeki hükme rağmen kendisine eksik ücret ödendiğini ileri sürerek %1 fazlalıkları ile birlikte fark ücret alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Her ne kadar mahkemece, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kararlaştırılan ücretin işçiye ödendiği ve bu nedenle ücret alacağı bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de; kanunun açık hükmü karşısında sözleşme serbestisi ilkesine dayanılarak talebin reddi isabetli olmamıştır. Davacının tam zamanlı çalışan olup olmadığı tespit edilmeli ve tam zamanlı çalışan olduğunun anlaşılması halinde; 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesi gereğince varsa fark ücret alacakları hüküm altına alınmalıdır. Yanılgılı gerekçe ile isteğin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.