Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25098 E. 2014/34493 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25098
KARAR NO : 2014/34493
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2010/916-2013/408

Hüküm süresi içinde davalı F.. V.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı F.. V.., davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı tasfiye halindeki D. Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ne 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ yapılmış olup, cevap dilekçesi verilmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, iş sözleşmesinin tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin davalı işveren tarafından ispatlanamadığı değerlendirilerek, delil durumuna göre istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davalılardan F.. V.. temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraf teşkilinin sağlanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde belirtilen hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın davanın taraflarına usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Dosya içeriğine göre, dava dilekçesi, gerekçeli karar ve yargılama aşamasındaki tüm tebligatların davalı şirketin son adresine 7201 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca tebliğ edildiği ancak ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin tasfiye halinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece tebligatların tasfiye memurlarına yapılması yapılması gerekirken kamu düzenine ilişkin bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.