Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25087 E. 2014/33858 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25087
KARAR NO : 2014/33858
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2010/455-2013/189

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, işyerinin dava dışı işverene devredildiğini, dava konusu alacaklara hak kazanılmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, davalının iş sözleşmesinin davalı şirketçe feshedilip feshedilmediği, işyeri devri bulunup bulunmadığı, işyeri devrinin iş ilişkisine ve işçilik haklarına etkileri noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. İşyeri devrinin temel ölçütü, ekonomik birliğin kimliğinin korunmasıdır. Avrupa Adalet Divanı kararlarına göre, maddi ve maddi olmayan unsurların devredilip devredilmediği ve devir anındaki değeri, işgücünün devri, müşteri çevresinin devri, işyerinde devirden önce ve sonra yürütülen faaliyetlerin benzerlik derecesi, işyerinde faaliyete ara verilmişse bunun süresi, işyeri devrinin kriterleri arasında kabul edilmektedir.
Maddi ve maddi olmayan unsurların devri söz konusu olmaksızın da işgücünün önem taşıdığı sektörlerde ekonomik birliğin önemli unsurunu olan işçilerin devri de, işyeri devri olarak kabul edilmelidir.
Devirden sonra işyerindeki ekonomik birliğin kimliğini koruyup korumadığının saptanabilmesi için, yürütülen faaliyetin devirden sonra yeni işveren tarafından aynı veya özdeş biçimde sürdürülmesi ölçütü yanında, işyerinin taşınmaz ve taşınır malları ile maddî olmayan varlıkların, işyerinde çalışan işçilerin sayı ve uzmanlık bakımından çoğunluğunun, bunun yanı sıra müşteri çevresinin devredilip devredilmediği, devir öncesi ve sonrasındaki faaliyetler arasında benzerlik olup olmadığı, devir sebebiyle işyerinde faaliyet askıya alınmışsa askı süresi gibi şartlar da göz önünde tutulmalıdır.
4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yazılı olan “hukuki işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımni bir anlaşma da yeterli görülmelidir.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı haklar olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkanı vermez.
İnceleme konusu davada, mahkemece, davacı işçinin 01.01.1997 ilâ 31.12.2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan davalı işverence feshedildiği kabul edilmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde, davacının çalıştığı işyerinin dava dışı T. Et Gıda San. ve Tic. A.Ş.’ye devredildiğini, davacıyla birlikte işçilerin dava dışı şirkete geçirildiğini ve iş sözleşmelerinin feshedilmediğini savunmaktadır.
Somut olayda, davacıya ait sigortalı hizmet döküm cetveline göre, davacının, 01.01.1997-31.12.2008 tarihleri arasında, “..” tescil nolu işyerinde çalışmasının bulunduğu, 01.01.2009 tarihinden itibaren aralıksız şekilde sırasıyla “..”, “..”, “..” tescil numaralı işyerlerinde çalıştığı, dava tarihi itibariyle de, “..” tescil nolu işyerinde çalışmasının devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, savunmada bahsi geçen işyeri devri iddiasının araştırılmaması hatalı olmuştur. Bu itibarla, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan, “..”, “..”, “..”, “..” tescil numaralı işyerlerinin ayrıntılı tescil bilgisi celp edilmeli, dava dışı şirketten işçi şahsi sicil dosyası ve özlük belgeleri istenilmelidir. Gerekirse, şahit beyanlarına yeniden başvurulmalıdır. Yapılacak araştırma sonrasında, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek işyeri devri bulunup bulunmadığı hususu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Diğer taraftan, mahkemece, davalı işverenden işyeri kayıtları istenilmiş ise de, davalı işveren vekilinin 03.02.2011 havale tarihli cevabi yazısında, davacıyla ilgili tüm işyeri kayıtlarının devredilen işyerinde bulunduğu ve kayıtların buradan istenilmesi gerektiği bildirilmiş, buna rağmen mahkemece, dava dışı şirketten işyeri kayıtları istenilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm tesis edilmesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, dava dışı şirketten, iş sözleşmesi, ücret bordroları, yıllık izin belgeleri, çalışma gün ve saatlerine ilişkin puantaj kayıtları, ücret ödemelerine ilişkin belgeler, işçi özlük dosyası ile sair tüm işyeri kayıtları istenilmeli ve neticeye göre dava konusu tüm alacaklar yeniden değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Kabule göre de, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda anılan alacakların net miktarının tespit edilmesinde, işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmaması da hatalı olmuştur.
Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.