Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/25075 E. 2014/34718 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/25075
KARAR NO : 2014/34718
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2011/435-2013/432

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.2006-25.03.2011 tarihleri arasında davalı işverenlikte güvenlik görevlisi olarak Türk Telekom Pendik Telekom Müdürlüğünde çalıştığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin davacının emirlerine küfür ve tehdit ettiği, sataşma ve tartışma olduğunu, güvenlik kartlarına ilişkin tebligatın olınmadığını belirterek fesh edildiğini ancak belirtilen iddaların doğru olmadığını belirterek işçilik alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Akdeniz güvenlik vekili, müvekkil şirketin ihale yolu ile Türk Telekomun güvenlik ihalesini aldığını, davacının herhangi bir işçilik alacağının mevcut olmadığını, davacının iş sözleşmesinin güvenlik kartlarını almadığı, amirlerine küfür tehdit ettiği gerekçesiyle haklı olarak fesh edildiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin feshinde davalının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacının taleplerinin kısemn kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı şirketler tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı A.. Ş.. vekilinin temyiz itirazları ile davalı T.. A.. vekilinin aşağıdaki bendler dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesinde, “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması. b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması. c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması. d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi. e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması. f) İşçinin,işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi. h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi. ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.” hallerinde iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı ile davalı arasındaki iş sözleşmesi 25.03.2011 tarihinde güvenlik kartlarının güncel olması ve süresi dolanların vaktinde yenilenmesinin kanuni bir zorunluluk olduğunun, bu hususta güvenlik kartının yenilenmesine ilişkin talimatı tebliğ almadığının, gereksiz tartışma ve sataşmalara girdiğinin, amirlerine küfür edip, tehdit ettiğinin, yapılan tüm ikazlara rağmen olumsuz tavırlarını sürdüğünün tutanaklarla tespit edilmesi sebebiyle 4857 sayılı Kanun’un 25/ll-d., h. bentleri gereğince feshedilmiştir. 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. bendinde, ahlak, iyi niyet ve çalışma kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Dosya kapsamında işçi hakkında tutulan 22.03.2011 tarihli son tutanak ve şahit beyanları dikkate alındığında feshe dayanak teşkil eden eylemlerin gerçekleştirildiği, bu anlamda görev yapılmasında ve dialoglarda yaşanan sıkıntıların ağırlığı gözönüne alındığında feshin haklı sebebe dayandığı tespit edilerek kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne yönelik düzenleme hatalı olmuştur.
3-Davacı vekili 25.12.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin alacağına yönelik taleplerini arttırmıştır. Genel tatil alacağı ıslah edilmediğinden, bu talebe ilişkin dava dilekçesindeki miktara karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporundaki rakama karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.