Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2506 E. 2014/1396 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2506
KARAR NO : 2014/1396
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2012
NUMARASI : 2010/354-2012/968

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, 17.10.2006 tarihinden 09.03.2010 tarihine kadar davalı şirkete ait işyerinde satış sorumlusu olarak çalıştığını, 09.03.2010 tarihinde hiçbir bildirim yapılmaksızın sözleşmesinin feshini gerektirecek geçerli bir neden ileri sürmeden iş akdinin feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının şirkete ait malzemeleri kendi nam ve hesabına sattığını ve hatta şirket mallarını usulsüz ve izinsiz olarak gizlice alıp götürdüğünün tespiti üzerine davacının iş sözleşmesinin 09.03.2010 tarihinde 4857 sayılı Kanun’un 25/II-e bendi gereğince feshedildiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı şirketin fesih bildiriminde belirttiği yedek parçaların su baskınından sonra davacıya şirket tarafından teslim edilen mallar olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde de feshe dayanak yapılan suistimallere ilişkin davalı şirkette herhangi bir kaydın bulunmadığı, böylece feshin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen
bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez
Somut olayda davalı işyerinde satış sorumlusu olarak çalışan davacının kendisinde tespit edilen ve arkadaşının internet sayfasında satışa sunduğu eşyaların dava dışı sigorta şirketinden satın alındığına dair savunması davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Söz konusu parçaların davacı tarafından usulüne uygun olarak edinildiği kanıtlanamadığına göre davacının işyerinden izinsiz olarak alındığının kabulü gerekir. Davacının bu davranışı doğruluk ve bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğinden davalı işveren tarafından yapılan fesih bildirimi haklı nedene dayandığının kabulü gerekir. Bu itibarla davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığından sözkonusu isteklerinin reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.