Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24990 E. 2014/27874 K. 15.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24990
KARAR NO : 2014/27874
KARAR TARİHİ : 15.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/643-2013/181

Hüküm süresi içinde davalı M.. Ticaret A. Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının, altişverenlerin işçisi olarak, davalı asıl işveren Migros şirketine ait işyerinde güvenlik müdürü göreviyle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ücreti ve vergi iadesi alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı U.. Özel Güvenlik Koruma Hiz. San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacının, şirkette 20.10.2007-31.12.2009 tarihleri arasında çalıştığını, feshin müvekkili şirket tarafından yapılmadığını, 01.01.2010 tarihinde asıl işveren M..’un E.. Özel Güvenlik şirketi ile çalışmaya başladığını bunun üzerine davacının iş sözleşmesinin devredildiğini, davacının da muvafakatinin alındığını fakat diğer davalı E..kol Koruma şirketi tarafından iş sözleşmesinin feshedildiğini bu sebeple işçilik alacaklarından E.. şirketinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Migros vekili, husumet itirazında bulunarak, davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı Ekol Koruma şirketine usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış ve savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, davacının davalılardan U.. Özel Güvenlik Koruma Hiz. San. ve Tic. A.Ş.’de çalışmakta iken iş sözleşmesinin 31.12.2009 tarihinde diğer davalı E.. Ş..ne devredildiği, iş sözleşmesinin 01.01.2010 tarihinde E.. Ş.. tarafından haksız olarak feshidildiği, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesine göre iş yerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceğinin öngörüldüğü, işçinin kıdeminin iş yeri veya iş yerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanması gerektiği fakat iş yerini devreden işverenlerin bu sorumluluklarını işçiyi çalıştırdıkları süreler ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesi ile sınırlı olduğunu göz önünde bulundurması gerektiği, kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı, kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluğun son işverene ait olacağı ve devreden işçinin bu işçilik alacağından sorumluluğunun bulunmadığı, diğer işçilik alacakları yönünden ise 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işverenin müştereken ve müteselsilen iki yıllık süre ile sorumlu oldukları, devir tarihindeki son çalışmalara ilişkin işçilik alacaklarından dolayı ise devreden işverenin sorumlu olmadığı, diğer davalı M.. A.Ş nin ise üst işveren olarak tüm çalışma döneminden kaynaklanan işçilik alacaklarından dolayı diğer davalılar ile müteselsilen sorumlu olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı M.. Ticaret A.Ş. temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı,ulusal bayram genel tatillerde çalışıp çalışmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma ile ulusal bayram genel tatillerde çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, mahkemece, davacı ve şahitlerinin beyanlarına göre, davacının haftada 6 gün 08.00-20.00 saatleri arasında günlük oniki saat çalıştığı, birbuçuk saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle günlük onbuçuk saat, haftalık altmışüç saat çalıştığı, kırkbeş saatin düşülmesiyle onsekiz saat fazla çalışma yaptığı, dini bayramların bir günü hariç, tüm bayram günlerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Kabul edilen çalışma gün ve saatleri doğrudur. Ancak, çalışma gün ve saatleri davacı şahitlerinin beyanlarına göre belirlenmiştir. Şahitlerin beyanlarından, davacı ile tüm çalışma döneminde birlikte çalışmadıkları anlaşılmaktadır. Buna göre, davacı şahitlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davalı iş yerinde davacı ile birlikte çalıştıkları süre belirlenerek, belirlenen bu süreler için fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatlandığı kabul edilerek, diğer süreler için bu taleplerin ispatlanamadığından reddi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.