Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24947 E. 2013/22651 K. 30.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24947
KARAR NO : 2013/22651
KARAR TARİHİ : 30.10.2013

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat S.. B.. ile karşı taraf adına Avukat S.. A.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait inşaat işyerlerinde tesisat işçisi olarak çalıştığını, çalıştığı dönemdeki günlük ücretinin davalı işverence 15.06.2009 tarihli hak ediş belgesi belirtildiğini, iş sözleşmesinin haksız ve ihbar süresi tanınmaksızın işverence feshedildiğini, tüm hizmet döneminde fazla çalışma yaptığını , hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştırıldığını, yıllık ücretli izin kullandırılmadığını, ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının vasıfsız eleman olup asgari ücretle çalıştığını, çalışmasının kesintili olarak gerçekleştiğini, Tübitak-Gebze projesinde yer alan davacı işçinin görevlendirdiği işi gereği gibi yapmaması ve yarım bırakması nedeni ile müvekkili işverenin zarara uğradığını ve işyerinde fazla çalışma yapılmadığını hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatil günlerinde de çalışmanın söz konusu olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu, davalının aylık ücret miktarı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasını tanık beyanları ile ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. İmzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Davacı aylık ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğunu ileri sürmektedir. Dosya içerisinde mevcut banka kayıtlarının incelenmesinde asgari ücret üzerinden ödeme yapıldığı görülmektedir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen işçilik birim fiyatlarıda davacı iddiasını doğrulamamıştır. Davacılar tarafından ibraz edilen 25.09.2009 tarihli belgenin ise genel olarak işçilik maliyeti ve günlük yevmiye miktarına ilişkin olarak davalı şirketin Proje Müdürü tarafından düzenlenmiş ise de, bu belgede davacı işçinin ücretinin açıkça belirlenmediği ve hangi projeye yönelik olarak hangi işçilik bedelinin gösterildiği de içeriğinden açıkça anlaşılamamaktadır. Bu durumda sadece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. İlgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna karar verilmelidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta talillerinde çalışıp çalışmadığı konusu taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık noktasıdır.
Fazla çalışma yaptığını ve hafta tatillerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı tanıklarının, işçinin 2008 yılında sona eren Genel Kurmay Başkanlığı projesindeki çalışma gün ve saatlerine işe ilişkin bilgiye sahibi oldukları, davacının Tübitak projesi çerçevesinde Gebze’de gerçekleşen çalışma dönemine ilişkin bilgileri bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda davacının Tübitak projesinde gerçekleşen çalışma dönemine ilişkin fazla mesai ve hafta tatili çalışma iddiasını ispatladığı kabul edilmeyeceğinden tüm çalışma süresi için hesaplama yapılmış olması hatalıdır.
Ayrıca davacı tanıkları tarafından ayda bir hafta tatilinde çalışıldığı beyan edilmesine rağmen bu hususun da hesaplamada dikkate alınmaması isabetsizdir.
4-Yargılama giderlerinden sayılan ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. Avukatlık Kanunu’nun 169. ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin, davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir.
Davacının ücret alacağı talebinin bir kısmı reddedilerek, bu talep yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da hatalı olup bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.
5-İşçinin hak kazandığı yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işverenin delil listesinde yemin deliline dayandığı görüldüğünden, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı konusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.