Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24754 E. 2014/34233 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24754
KARAR NO : 2014/34233
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2011/1594-2013/146

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı şirkete ait iş yerinde 03.04.2008-14.07.2011 tarihleri arasında, en son net 802,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, en son net 660,25 TL aylık ücret aldığını, fazla mesai alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığı, davacının, fazla çalışma ücretinden eksik ödeme bulunduğunu ileri sürdüğü 2011 yılındaki ikibuçuk aylık dönemde, kısmi ödeme yapıldığı ve itirazı kayıtla ödemeleri aldığına dair iddia ve ispatı bulunmadığından bu talebininde yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacının günde dört saat fazla mesai yaptığını, 2011 yılında ikibuçuk aylık sürede, iki saatlik mesai ücretinin ödendiği, geri kalan iki saatlik mesai ücretinin ödenmediği ileri sürerek fazla çalışma ücreti talep ettiği, fazla mesai ücreti için talep konusu yapılan 2011 yılının ikibuçuk aylık döneminde ücretlerini fazla mesai ücreti yönünden ihtirazi ile aldığına dair delil bulunmadığı, mahkemecede bu sebeple fazla çalışma ücretinin reddedildiği anlaşılmış olup, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmamaktadır. Tanık beyanlarından da zaman zaman iki vardiya halinde oniki saat çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, fazla çalışma ücreti tahakkuku bulunmayan ücret bordrolarına göre yapılan ücret ödemelerinde, fazla çalışma ücretinin alınmadığına dair itirazi kayıt konulmasının gerekmediği gözetilerek, tanık beyanları dikkate alınarak, iş yerinde ne kadar fazla çalışma yapıldığı belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.