Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24688 E. 2014/34114 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24688
KARAR NO : 2014/34114
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2011/1104-2013/209

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, ödenmeyen ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı ve hafta tatili çalışmasının yazılı belge ile ispatlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Genel tatil çalışması ücreti bakımından da aynı esaslar geçerlidir.
Somut olayda, 09.11.2009-05.11.2011 tarihleri arasındaki çalışma dönemini kapsayan elektronik ortamda tutulmuş işe giriş çıkış kayıtları mevcuttur. Yazılı delil niteliğindeki işe giriş çıkış kayıtları varken, takdiri delil olan şahit beyanları da dikkate alınarak ortalama bir yöntem ile fazla çalışma ve genel tatil çalışması sürelerini belirleyen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı gözardı edilerek karar verilmesi hatalıdır.
Yapılacak iş; yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, 09.11.2009-05.11.2011 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için işe giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtlara göre, diğer dönemlere ilişkin ise şahit beyanlarına göre fazla mesai ve genel tatil alacağının belirlenmesi ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Yukarıda yazılı sebepten eksik incelemeyle karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ve davalıya iadesine, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.