Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24483 E. 2014/33741 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24483
KARAR NO : 2014/33741
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Soma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2011/245-2013/272

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, işverenin 07.04.2009 tarihinde ücretsiz izin vermek sureti ile işçileri toplu olarak işten çıkarttığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve vergi iadesi alacaklarını İstemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının altı arkadaşı ile birlikte istifa ettiğini ve başka bir yerde işe başladıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının el yazısı ile yazarak işverene verdiği 17.04.2009 tarihli istifa dilekçesinin irade fesadı ile alındığını ispatlayamadığı ve yargılama sırasında da karar duruşmasına kadar istifa dilekçesine yönelik itiraz ve beyanda bulunmadığı, iş sözleşmesinin işçi tarafından istifa suretiyle sona erdirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açık olarak düzenlenmiştir.
Mahkemece; hükmün gerekçesinde “… bilirkişi raporunda da isabetle hesaplanan 680,70 TL yıllık ücreti izin alacağının davacı açısından doğduğu ve taleple bağlı kalınarak 300,00 TL ücretli izin alacağına hükmedilmesi gerekirken…” yazılmasına rağmen, hüküm fıkrasında yıllık izin alacağının reddedildiği anlaşılmaktadır. Gerekçe, tefhim edilen hüküm sonucuna açıkça aykırı olduğundan ve davacının ispatlanan ücretli izin alacağı hüküm altına alınması gerektiğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Davacının iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve feshin haklı olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacı işçi, işverenin 07.04.2009 tarihinde ücretsiz izin vermek sureti ile işçileri toplu olarak işten çıkarttığını ileri sürerken, davalı işveren, davacının altı arkadaşı ile birlikte istifa ettiğini ve başka bir yerde işe başladıklarını savunmuştur. Dosya içerisinde davacını el yazısı ile yazıp işverene verdiği 17.04.2009 tarihli istifa dilekçesinde aynen “Ben 5843 kütük numaralı M.. A.., işyerinizden kendi rızam ve isteğim doğrultusunda ayrılmak istiyorum. İlişiğimin kesilmesi hususunda gereğinin yapılmasını bilgilerinize arz ederim” yazmaktadır. Dava dilekçesinde söz konusu istifa dilekçesinden bahsedilmemiş olup, yargılama sırasında davacı vekili dilekçeye karşı; yazılı belgeyi içerik itibarı ile kabul etmediklerini, davacının işinden istifa etmediğini iş sözleşmesi feshedildikten sonra alacakların tahsili ve çıkış belgesi alabilmek için işveren tarafından müvekkilin rızası dışında belgenin imzalattırıldığını, iş sözleşmesinin 07.04.2009 tarihinde feshedilmesine rağmen belgenin 17.04.2009 tarihini ihtiva ettiğini beyan etmiştir. Davacı tanıklarından istifa dilekçesine yönelik bilgi ve görgüleri sorulmamış olup, davacı tanıkları ücretsiz izne ayrılmayı kabul etmeyenlerin iş sözleşmelerinin feshedildiğini beyan etmişlerdir. Davalı işverence mahkemeye hitaben yazılan cevabi yazıda ise, “…Bu dosyadaki işçimiz gibi mahkemenizde devam eden diğer davalardaki işçilerde şirketimizin faaliyetinin son verildiği tarihe kadar küçülmeye başladığı süreçte peyder pey çıkartılmış en son olarak da 23.11.2011 tarihi itibarıyla faaliyetimiz son bulmuştur. …” yazmaktadır. Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmiş ise de, fesih hususu yeterince aydınlatılmamış olup; tanıklar yeniden dinlenerek istifa dilekçesine ilişkin bilgi ve görgüleri sorulmalı, davalı işyerinden fesih tarihinden öncesinde ve sonrasında aynı şekilde işten çıkartılan ya da istifa eden işçi sayısı belirlenmeli, davacının cevabi yazısı da göz önünde bulundurularak istifa dilekçesine itibar edilip edilmeyeceği ve feshin kim tarafından yapıldığı hususunda yeniden bir değerlendirme yapılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.